Sahabe Tabloları

HZ. ALİ'NİN HAYATINA KISA BİR BAKIŞ

Hâfız İbn Hacer el-İsâbe'de şöyle diyor: "İlim sahiplerinden çoğunun bildirdiğine göre Hz. Ali ilk müslüman olan kişidir. Sahih olan rivâyete göre Bi'setten on yıl önce dünyaya geldi. Allah Rasûlü'nün (sallallâhu aleyhi ve sellem) yanında yetişti ve ondan hiç ayrılmadı. Tebûk Seferi dışında O'nun katıldığı bütün savaşlara katıldı. Allah Rasûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) bu seferde onu Medine'de bırakınca:

"Sen benim nezdimde Hârun'un Mûsâ nezdinde sahip olduğu değere sahip olmak istemez misin" dedi. Onu kendi kızı Fâtıma ile evlendirdi. Savaşlarda, İslam ordusunun bayrağı, genellikle o'nun elinde olurdu.

Hz. Ali'nin pek çok menkıbesi vardır. Hatta İmâm Ahmed diyor ki: Hz. Ali hakkında rivâyet edilen menkıbe kadar Sahabilerden hiç bir kimse hakkında rivâyet edilmemiştir. Râfizîler de onun hakkında bir takım uydurma menkıbeler çıkarmışlardır. Hz. Ali'nin bunlara ihtiyacı yoktur.(1)

Hz. Ali; Hz. Ömer'in kendisinden sonra halifenin belirlenmesi için tayin ettiği şura heyeti mensublarından biriydi. Abdurrahman b. Avf bu dönemde kendisine hilafet konusunda teklifte bulunmuş ve bu arada bazı şartlar ileri sürmüştü. Ancak Hz. Ali bu şartlardan bazılarını kabul etmekten kaçınmış, bunun üzerine Abdurrahman b. Avf, onun yerine Hz. Osman'a teklifte bulunmuş ve Hz. Osman ileri sürülen şartları kabul edince Abdurrahman b. Avf ona biat etmişti. Hz. Ali de Hz. Osman'ın halifeliğini onaylayıp ona biat etti.

Hz. Ali, Allah Rasûlü'nden (sallallâhu aleyhi ve sellem) sonra, kendisini ilmin yayılmasına ve şer'i fetvalara vermişti.

Hz. Osman öldürülünce halk ona biat etti. Sonra Sahabeden içlerinde Talha, Zübeyr ve Hz. Âişe'nin bulunduğu bir cemaat Hz. Osman'ı öldürenlerin cezalandırılmasını talep ettiler ve bunun için bir hareket başlattılar. Bunun sonucunda "Cemel Olayı" diye bilinen olay meydana geldi.

Daha sonra Hz. Ömer ve Hz. Osman zamanında Şam valiliği yapmış olan Muâviye, Hz. Osman'ın katillerinin cezalandırılması talebinde bulundu. Bunun üzerine "Sıffîn" olayı meydana geldi. Bu konuda Hz. Ali'nin görüşü "söz konusu kişilerin evvela itaat dairesine girmeleri, daha sonra Hz. Osman'ın velisi olanların Hz. Ali nezdinde dava açması ve şer'î hükmün uygulanması şeklideydi. Hz. Ali'ye muhalefet edenler ise "suçluları bulup öldür" diyorlardı. O ise dava açılmadan ve delil ortaya konulmadan kısasın uygulanamayacağı görüşünde idi. Tabii ki her iki taraf da kendince içtihatta bulunuyordu.

Bu arada Sahabilerden savaşa girmeyenler de vardı. Ammâr'ın öldürülmesiyle de, Hz. Ali'nin haklı olduğu ortaya çıktı. Geçmişte çıkan bu ihtilaftan sonra, Ehl-i Sünnet âlimleri de bu görüş üzerinde ittifak etmişlerdir. Bu bakımdan Allah'a hamd ediyoruz.(2)

Dipnotlar

1- İbn Arrâk, Zehebî'nin, "Telhîsu'l-Mevzûât" adlı eserinde şöyle dediğini naklediyor: "Hz. Ali hakkında rivâyet edilen menkibe kadar sahabilerden hiç bir kimse hakkında menkıbe rivâyet edilmemiştir. Nakledilen menkıbeler üç kısımdır: 1) Sahih ve hasen rivâyetlerde yer alan menkıbeler. 2. Zayıf rivayetlerle aktarılan menkıbeler. Bu tür rivayetler de azımsanmayacak bir yekün teşkil etmektedir. 3. Mevzû (uydurma) rivâyetlerle aktarılan menkıbeler. Bu kısım rivâyetler son derece fazladır. Hatta bunların bir bölümünün "dalâlet" ve "zındıklık" ihtiva ettiğini söyleyebiliriz. Halîl, el-İrşâd adlı eserinde şöyle diyor: Hâfızlardan biri şöyle dedi: Kûfelilerin Hz. Ali ve ailesi hakkında uydurdukları şeyleri inceledim. Bunların 300.000'i aştığını gördüm. Doğrusunu Allah bilir. (Tenzîhu'ş-Şeria, I/407).

2- el-İsâbe, II/507-508.

 

 

0 Yorumlar

Yorum yapın

Yorum yapmak için giriş yapın.