

إِنَّا عَرَضْنَا الْأَمَانَةَ عَلَى السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَالْجِبَالِ فَأَبَيْنَ أَن يَحْمِلْنَهَا وَأَشْفَقْنَ مِنْهَا وَحَمَلَهَا الْإِنسَانُ إِنَّهُ كَانَ ظَلُوماً جَهُولاً
"Biz, emaneti göklere, yere ve dağlara arz ettik. Onlar onu yüklenmeye yanaşmadılar, ondan korktular da onu insan yüklendi." (Ahzab, 33/72)
Evet, insanın cevheri büyüktür… Yükü ağırdır. Emanet-i kübrayı haml noktasında insana akıl, şuur, irade ve kelam verilmiş. Sorumluluk ve mükellefiyet noktasında insan, görev ciddiyeti ve kulluk şuuru içinde hayatını istikametle sürdürürse, beklenen akıbet, sonsuz ebedi bir devlet, namütenahi ebedi bir saadettir.
Emanetin muhtelif vecihlerinden en önemlisi "Ene"(benlik) dir. Ene, yaradılış sır ve hakikatlerinden gafil olur, haddini aşar, Cenab-ı Hak ile rabıtasını koparır, kendine müstakil olarak bakarsa, o zaman gurur ve kibirle, istiklaliyet ve teferruniyetle emir ve yasak çizgisini çiğner. Hayatına adeta bir ilah derecesinde bir keyfiyet biçer. Dalaletlerin her nevini, sapıklığın her çeşidini icra edebilecek bir alçaklığa yuvarlanır, düşer.
Eğer o "ene" kendini bir abd (kul) bilip, görev ve sorumluğunun bilinci içinde istikametle hayatına yön verir "Şu hizmet-i iman ve şu dava-ı Kur'aniye omuzuma ihsan-ı ilahi tarafından konulmuş." der, görevini hakkıyla icra eder ve kulluk potası içinde kendini eritirse, akıbet noktasında sonsuz ebedi nimetlere gark olur. Ama omuz silker, yükten kaçar, sorumluluğu omuzuna almazsa, lakaytlık ve laubalilik içinde sefahat ateşine atılır, yüzünü haktan çevirirse, Müdessir süresindeki şu ayete masadak olur:
كَأَنَّهُمْ حُمُرٌ مُّسْتَنفِرَةٌ {*} فَرَّتْ مِن قَسْوَرَةٍ
"Onlara ne oluyor da aslandan kaçan ürkmüş yaban eşekleri gibi (halâ) öğütten yüz çeviriyorlar."(Müdessir, 50-51)
Evet, "ene" den beklenen görev, matlup ve maksud hal, emin bir halife-i arz olarak Tevhid hakikatlerini tasdik etmektir. İman ile, tevhid ile izân ile, şehadet ve ubudiyetle kulluk görevini yerine getirmektir.
Evet, emanetin pek çok ciheti vardır. Din ve namus bize emanettir. Kur'an bize emanettir. Vatan bize emanettir. Bütün maddi-manevi değerlerimiz; ailemiz, çoluk çocuğumuz evlad-i iyalimiz de bize emanettir.
Her müminin "Emaneti haml etme noktasında neredeyim? ve ne haldeyim?" kendi nefsini sığaya çekmesi icab eder.
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar