Ne İslam Hukukunda ne de beşeri bir hukukta iki nikâh diye bir şey yoktur. Zira nikâh da bir akit, bir sözleşmedir, hiçbir hukuk sisteminde hiçbir akdin iki sefer yapılmasının izah mantığı yoktur.
Nikah, birbirlerini beğenmiş kanuni ve dini bir engeli taşımayan iki adayın veya aday temsilcilerinin en az iki makbul şahitlerin huzurunda iki irade beyanıyla ailevi hayatını birleştirme sözleşmesidir.
Ancak, devletin, bu sözleşmenin kendi yetkili temsilcisi nezaretinde yapılmasını ve hemen resmiyette tescil edilmesini daha uygun görmesi üzerine bunu böylece kanunlaştırmıştır.
Hukukta, akitlerin değerlendirilmesinde temel kaide, şekil şartlarının oluşumudur.
Binaenaleyh, bugünkü belediye nikâhının şekil şartları, Hanefi mezhebinin nikah şekil şartlarına uygun görülmektedir. Çünkü nikâh masasında iki aday, en az iki ve daha fazla şahit ile iki irade beyanı( icap-kabul) görülmektedir.
Ancak, bu nikâhın şekil şartları, diğer mezheplerin (Maliki, Şafii ve Hanbeli) nikah akdinin şekil şartlarına uymamaktadır. Zira, diğer mezheplerde “veli” (kızın babası, dedesi, akrabadan bir erkek veya vekili) nin akitte taraf olarak temsil edilmesi gerekir.
Dolayısıyla, diğer mezhep mensupları, ikinci (dini) bir nikâhı kıydırma taleplerinde haklıdırlar.
0 Yorumlar