

Bir insanın aşırı cimri veya çok cömert olması, aşırı korkak veya çok cesur olması, aşırı veya hiç sevmeyen biri olması, aşırı sert veya çok yumuşak olması, çok merhametli veya çok az merhametli olması doğuştan mıdır? Yoksa bunlar doğuştan vasat bir halde olup, sonradan hayat içindemi kazanılır? İrademizin rolü nedir burada?
Cevabımız:
-Fıtrat itibariyle bazı kimselerin diğer bazılarında daha cesur, daha cömert bir genetik kabiliyete sahip olabilir. Ancak şunu diyebiliriz ki, bir kimseyi iradesinin dışında kötü reflekslere sevk edecek zorunlu bir rotanın yaratılıştan çizilmiş olması insanların tabi oldukları imtihanın âdil özelliğini zedeleyecektir. Bu sebeple, hiç bir fıtrî olumsuz özellik insanın iradesini rafa kaldıracak derecede bir etkinliğe sahip olduğu mümkün değildir. Bilim çevrelerinde bazen bu konuda çok abartılı bir söylemin dolaştığını düşünüyoruz. Nitekim, değişik zamanlarda güvendiğimiz bazı bilim adamları uzmanlarla bizzat bu konuyu müzakere ettik ve burada ortaya koymaya çalıştığımız aynı düşüncenin doğru olduğuna gördük. Zaten aksi mümkün değildir. Şayet böyle bir ısrar olsa bile, bunun fen bilimlerinin değil bilim adamının cehaletinden kaynaklanacağına asla şüphe etmemek gerekir. Zira şunu çok iyi biliyoruz ki, hiç bir fen biliminin kesin doğru olan bir verisinin Kur'an'ın doğru anlaşılmış bir hükmüyle çelişemez. Halbuki, şayet yaratılışta var olan bazı genetik faktörlerin olumsuzlukları kişinin iradesini ortadan kaldıracak bir yapıda olduğunu düşünürsek, Allah'ın insanlara-haşa- komplo kurduğunu kabul etmemiz gerekir. Oysa, Kur'an'ın Allah'ın sözü olduğunu gösteren yüzlerce delil var ve bu konuda binlerce eser yazılmıştır. Kur'an Allah'ın sözü olduğuna göre, söylediği her şeyin doğru olduğunda şüphe yoktur. O halde, Kur'an'ın defalarca "Allah kullarına zulmetmez" manasına gelen gerçeği vurgulaması, insan iradesini ortadan kaldıracak bir yapının sözkonusu olmasının mümkün olmadığının göstergesidir.
-Şunu da söyleyelim ki, şecaat, cömertlik gibi olumlu bazı faktörlerin İnsanların fıtratında farklı tonda bulunması mümkündür ve vakidir. Allah'ın İmam Gazali'ye verdiği aklı ve zekanın diğer pek çok kimseden daha fazla olması asıl imtihana zarar vermediği gibi, bunu Allah'ın bir lütfu olduğunu kabul etmek gerekir.
Deli olan kimselerin imtihana tabi tutulmamaları bu konuyu ortaya koyan önemli bir açıklama mahiyetindedir.
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar