Soru:Kuran ve sünnette ki bazı nasslarda kara ve deniz avının ve av etinin helal olduğu ifade edilmekte.fıkıhta da konu geniş bir şekilde yer almakta ve av hayvanlarının kimsenin mülkiyetinde olmayan ancak avlanma veya ele geçirme yoluyla kişinin hak ve mülkiyet sahibi olacağı şeyler olarak tanımlanmakta.fıkıh kitaplarınınn kitabu kesb ve sayd (av) bölümlerinde kişinin elde edebileceği en temiz kazanç yolarında biri olarak ifade edilmekte.zira av hayvanları kimsenin mükünde olamdığı için kuk hakkı vb gibi şeylerden daha uzaktır.mecellede de,mubah mallar olarak tanımlanmakta ve bunları elde etmede kimsenimn kimseye mani olamayacağı ilke olarak kabul edilmiştir.Fakat bugün yılın belli dönemlerinde kara ve deniz av hayvanları hakkında yasaklama getirilmekte.bu yasağın uygulandığı dönemlerde av yapan kişi dinen günaha ve kul hakkına girmiş olur mu?yukarıda nasslarda ve fıkıhta zikredilen ruhsat ve hükümler böyle bir yasakla değişebilir mi?bu yasak nassları nesh veya tahsis etme gibi bir sonuç doğurur mu?yasal olarak av yasağı yokken av yapıldığında kul hakkı ve günah olmaz fakat yasak dönemi avlanan günaha ve kul hakkına girer diyenin sözü nasslarla ve fıkhı hükümlerle çelişir mi?.böyle bir durumda kişi kanuni suçla dini ruhsat arsında kalabilir mi?kanunen böyle bir suç işlemesi durumunda günaha ve kul hakkına girmiş olur mu?
Bu konuda devletin kararlarına uymak zorunludur. Çünkü bu kararlar daha ziyade hayvan neslinin korunması için alınır. Düzensiz ve plansız bir av proğramı pek çok hayvan neslinin tükenmesine sebebiyet vereceğinden mesuliyeti gerektirir. Bu konuda Kur’an, hadis ve içtihatlara herhangi bir zıtlık söz konusu değildir.
0 Yorumlar