



Son dönemin büyük âlimlerinden merhum İsmail Çetin Hocaefendi'nin mahdumu muhterem Ahmed Mücteba beyefendi, merhumun hatıralarını derleyip bir araya getirmiş "Şimdi; Hayatım, Hicretim" başlığıyla istifademize sunmuş. Sayi meşkûr olsun. Merhum Hocamıza da Cenab-ı Hak rahmet eylesin.
Bu değerli eserden, muhterem Nureddin Boyacılar Hocaefendi'nin bir hatırasını nakletmek istiyoruz. Şöyle diyor Nureddin Hocamız;
"İsmail Çetin Hocaefendi Isparta'dan telefon edip; "Nureddin Hoca, eğitim merkezindeki derslerinden yorulmuşsundur. Eğirdir Gölünde beraber yüzelim. Dinlenirsin, üzerindeki yorgunluğu atarsın" dedi.
Doğrusu ben de böyle bir davet bekliyordum ve hemen icabet ettim davetine. Talebelerle göle girdik, yüzüyoruz. Hocaefendi sırt üstü yüzüyor, yüzerken bağdaş kuruyor. Müridler de bu halin bir keramet olduğuna inanıyorlardı.
Ben de bağdaş kurayım dedim ama ne mümkün. Uğraşırken batıveriyorum derinlere. Bu durumu gören Hocaefendi kahkahalarla gülüyor; "Uğraşma yapamazsın. Ben bu yüzmeyi küçük yaşta Fırat Nehrinde öğrendim. Bu keramet değil marifettir, marifet" diye cevap veriyordu..
Kaynak
Ahmed Mücteba Çetin, Şimdi; Hayatım, Hicretim, Dilara Yayınları, Isparta, 2020, 1. Baskı
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar