Sahabe Tabloları

MENZİLE HADİSİNE SAHİH BAKIŞ

Allah Rasûlü'nün Hz. Ali'ye hitaben: "Senin bana göre konumun (menzile) Harun'un Musa'ya olan konumu gibidir, ancak benden sonra peygamber yoktur" hadisinin manası aşağıda nakledeceğimiz rivâyetten anlaşılıyor. Allah Rasûlü, Tebük savaşına çıkarken Hz. Ali'yi Medine'de yerine bıraktı. Ve ona şöyle dedi: "Ben seni, yerimde bıraktım. Sen de dön ve yerime, benim ehlim ile kendi ehlinin başında dur." Bu söz Hz. Mûsâ'nın Rabb'iyle münacâta çıkmak için gittiği sırada, Hz. Hârun'a: "Kavmimin içinde benim yerime geç" sözü gibidir.

Ancak bu hadiste, Hz. Peygamber'den sonra halife olma hakkının Hz. Ali'ye ait olduğuna dair her hangi bir delil yoktur. Bunu maddeler halinde şu şekilde açıklayabiliriz.

1) "Menzile" hadisinde Hz. Ali'nin derecesinin, Hz. Harun'un derecesine benzetilmesi Hz. Ali'nin Tebük seferi boyunca Medine'de kalıp Peygamber'in yerine geçmesi açısındandır. Bu ise ona tevdi edilen halifeliğin, Hz. Peygamber'in Tebük'ten dönüşüyle sona erdiğini gösterir. Tıpkı Hz. Hârun'a tevdi edilen halifeliğin, Hz. Musa'nın münâcaattan dönmesiyle son bulması gibi. Zira bir kimsenin yerine geçen kişi, ancak yerine geçtiği kişinin hazır bulunmaması veya ölmesi durumunda halife sayılır. Oysa Allah Rasûlü'nün sağlığında, yerine geçirdiği bütün zatların halifeliği, onun Medine'ye dönmesiyle son bulmuştur.

İbn Teymiyye şunları kaydeder: "Hz. Peygamber Medine'ye dönünce, Hz. Ali onun dönüşüyle birlikte halife olmaktan çıkmıştır. Tıpkı başka seferlerde halife olarak bırakılan Sahabilerin de Peygamber'in dönüşüyle halifelikten çıkması gibi. Nitekim Hz. Peygamber bundan sonra onu Yemen'e gönderdi. O da hac mevsiminde Hz. Peygamber'le buluşuncaya kadar bu görevi sürdürdü. Keza Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) Veda haccı sırasında, Hz. Ali dışında Ashab-ı kiramdan başka kimseleri yerine halife olarak bırakmıştır."(1)

2-Bu hadisin ifade ettiği hükmün belli bir döneme ait olmayıp genel olduğunu söylemek, Hz. Ali'nin halifeliğinin bu söz söylendikten sonra, Hz. Peygamber'in hayatında da devam etmesi manasına gelir. Bunun ise fasit olduğu apaçıktır. Zira buna göre Hz. Peygamber'in Tebük'ten döndükten sonra Hz. Ali'nin idaresi altında ve onun tebalarından bir kişi olması gerekir.

3-Hz. Peygamber, Hz. Ali'nin kendine olan yakınlığını Hârun'un Musa'ya olan yakınlığına benzetmiştir. Oysaki Harun, Musa'nın ölümünden sonra onun yerine geçmiş değildir. Bilakis Musa'dan bir kaç yıl önce vefat etmiştir.(2) Hz. Musa'ya, Yûşâ b. Nûn halife olmuştur.(3) [Bu da menzile hadisinde kastedilen halifeliğin Hz. Peygamber'in vefatından sonraki halifelik olmadığını göstermektedir.]

4-Gerek sahih hadisler, gerekse icmâ-ı ümmet göstermiştir ki Peygamber'den (sallallâhu aleyhi ve sellem) sonraki halife Hz. Ebûbekir'dir. Bu hadis ise olsa olsa Hz. Ali'nin Peygamber'e (sallallâhu aleyhi ve sellem) yakınlığını ve onun tarafından kardeş edinildiğini gösterir.(4)

Dipnotlar

1-Minhâcu's-Sünne, IV/94.

2- Taberî, Târîh, I/304.

3- Taberî, Târîh, I/306-319; Bâkıllânî, Temdîhü'l-Evâil, s. 458.

4- Bkz. Ali el-Kârî, Mirkâtu'l-Mefâtîh Şerhu Mişkâti'l-Mesâbih, V/563-564; el-Beyyinât, II/39; İbn Hacer, es-Savâîk, 47.

 

 

0 Yorumlar

Yorum yapın

Yorum yapmak için giriş yapın.