Ehl-i Sünnet İtikadı

MEVLANA EŞREF ALİ TEHANEVİ'NİN KALEMİNDEN EHL-İ SÜNNET AKAİDİ-5

*Allah Subhanehu ve Teâlâ'dan başka gaybı hiç bir kimse bilemez. Ancak peygamberler vahiy ile, veliler ise keşif ve ilhamla bazen bazı mugayyebata muttali olurlar.

*Birisine mugayyebatı sormak ve cevabına da inanmak küfürdür.

*Bir müslüman için muhatab olduğu müslümana "ya kafir" diye hitap etmesi caiz değildir. Ve yine muayyen bir kişiyi lanetlemek caiz değildir. Bilakis "Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun" ve " Allah'ın laneti yalancıların üzerine olsun" denilir. Ancak Allah ve Rasulü muayyen bir kişi için kafir demişse veya onu lanetlemişse, bunlar söylenebilir.

*Ölü defnedildikten sonra ona iki melek gelir; Münker ve Nekir. O ölüye sual ederler; "Rabbin kimdir?" "dinin nedir?" "bu kimdir?(Peygamber aleyhissalatu vesselam'dan sual ederler) Eğer ölen mümin ise, doğru cevaplar. Ona bir rahatlık ve nimetlenme hazırlanır. Ona bir pencere açılır ki, oradan tertemiz Cennet kokuları eser. Eğer mümin değilse, "bilemiyorum" der. Kıyamet gününe kadar ona bir azap hazırlanır. Ve ölüden başkası buna muttali olmaz. Uyuyan bir adam gibidir ki, o rüyasında bir çok şeyler görür, yanındaki onu idrak edemez.

*Eğer ölen mümin ise, sabah ve akşam ona Cennetteki makamı gösterilir ve onunla müjdelenir. Eğer ehl-i nar(ateş ehlinden) ise, Cehennemdeki yeri gösterilir, o da üzüntü çeker.

*Ölü, dirilerin kendine yaptığı duadan(1) ve sevap bağışlanmasından veya kendisi adına tasaddukta bulunulmasından faydalanır.

Dipnotlar

(1)Kur'an tilaveti ve diğer şeyler de bunun gibidir.

 

 

 

0 Yorumlar

Yorum yapın

Yorum yapmak için giriş yapın.