Gündem İçi / Gündem Dışı

NE YAPSAK TA MASUM OLDUĞUMUZA İNANDIRSAK?

İnsanlara bir meseleyi anlatabilmek için anlattığınız konuya çok iyi hâkim olmanız, o mesele ile ilgili bütün doğruları ispatlamanız ve çok iyi bir sunum yapmanız yeterli olmayabilir.

Çünkü saydığımız bu özellikler anlatıcıda olması gereken özelliklerdir. İletişimde muhatabın alıcılarının da açık olması çok önemlidir. Zira dikkatini anlatana yani bilginin kaynağına vermeyen bir muhatabın meseleleri kavrayabilmesi imkânsızdır.

Ancak iletişim uzmanları bu sorunun da çözümünü bulmuşlar, muhatabın dikkatini anlatılan konuya çekmek için birçok yol ve yöntem geliştirmişlerdir.

Ne yazık ki bu yol ve yöntemlerin de işe yaramadığı bir durum söz konusudur ki işte bu nokta çok vahimdir. Zira buradaki sorun, muhatabın bir fikre körü körüne bağlanmasıdır. Muhatap, doğru olarak vehmettiği düşüncenin dışındaki bütün fikirlere kapatmıştır kapılarını. Dolayısıyla bütün çabalarınızın boşa gideceğinden emin olabilirsiniz.

***

Bu tip insanlar, inandıkları düşüncelere kendilerini öylesine kaptırmışlardır ki, sizin ne düşündüğünüzü, kafanızın arkasında sizin bile haberinizin olmadığı ne gibi hain planlar! Yaptığınızı sizden iyi bilirler. Size inanmamalarından daha da acı olanı ise kendi kafalarında oluşturdukları suçlarla sizi itham etmeleridir.

***

Anlatmaya çalıştığımız bu iletişim probleminin yaşandığı konuların başında başörtüsü sorunu geliyor. Muhakkak ki bu sorunun tek sebebi iletişim kopukluğu değil. Zira işin içinde art niyet taşıyan, temelden İslam’a karşı duran bir akımın olduğunu da unutmamak gerekir.

Başörtülü olan kadınların büyük bir bölümü yıllardır başlarını örtmelerinin inançlarının gereği olduğunu anlatmalarına rağmen muhataplarını kendilerine inandıramamışlardır.

Çünkü başörtüsü karşıtları, hiçbir ihtimale kapı aralamadan başörtüsü kullananları siyasi bir amaç gütmekle, cumhuriyet rejimini değiştirerek dine dayalı devlet kurmayı istemekle itham etmektedirler. Bu gerekçenin dışındaki hiçbir fikir, onları inandıkları şeylerden farklı düşünmeye sevk edemez.

Asıl problemin, başörtüsünün bağlanış şeklindeymiş gibi gösterilmesi de sakın kimseyi aldatmasın. Mağduriyeti iliklerine kadar yaşayan kızlarımız başörtülerini onların istediği gibi bağlasalar da kendi memleketlerinin kurumlarını bahçe kapısından seyretmeye devam edeceklerdir.

***

Çankaya Köşkündeki kabul töreninde başörtülü kadınları görünce ortalığı ayağa kaldıran zihniyetin bu millete ne kadar yabancı olduğunu bir kez daha gördük.

Yüzyıllardır Müslüman olan bu milletin hassasiyetlerini hesap etmeden atılan her adımın sonuçsuz kalacağından kimsenin şüphesi olmasın.

Artık şu evham yüklü bakış açısından kurtarın kendinizi.

Bu millet başı açığıyla- başı örtülüsüyle sorunsuzca yaşamayı yıllardır becerebiliyor.

Cumhuriyetin kazanımlarının kaybolacağı gibi karanlık senaryolar üreterek insanımızın cumhuriyete olan sevgisini suiistimal etmekten de vazgeçin artık. Bu millet her ferdiyle gözünü çağdaşlığa dikmiştir. Bu tür meselelerle vakit kaybetmeye tahammülü yoktur.

Bu ülkeyi bir takım saplantılarından dolayı çağdaşlık yolundan alıkoymaya çalışanların bu milletin evladı olduğundan da şüphe edilmelidir!

0 Yorumlar

Yorum yapın

Yorum yapmak için giriş yapın.