Eğitim Sahasında

ÖĞRETMENDEN İSTENEN

Bir eve fareler köstebekler alışmış. Ev halkı çare olarak yavru bir kediyi eve getirerek düşmanlara karşı onunla mücadele etmeye karar vermişler.

Fakat daha ilk gün evin küçük çocuğu kedi yavrusunun kuyruğuna basmış. Evin delikanlısı onunu bacağından yakalayarak havalarda döndürmeyi başarmış. Evin genç kızı da onun kükremelerine bir kısıtlama getirmiş. Kedicik ne zaman bağırsa hemen ona bir şey fırlatarak susmasını istemiş ve onu susmaya alıştırmış. Evin hanımı fareleri ve köstebekleri yakalasın diye onu hep aç bırakmış. Evin erkeği de onu hiç kâle almamış. Sanki evin köstebekler tarafından yıkılması diye bir şey yokmuş, sanki küçük kedi hiçbir yardım almadan zaten evi kurtaracakmış.

Evi kurtaramamış tabi yavru kedi. Bu şartlarda değil yavru kedi, ana kedi bile kurtaramazmış evi. Hatta aslan kedi bile kurtaramazmış bu evi.

Eğitim diyorlar. Her şeyin başı eğitim diyorlar. Önce eğitim diyorlar. Peki, nasıl kurtarır bu memleketi eğitimciler? Nasıl kurtarır bu memleketi öğretmenler? Değil kuyruğuna basmak, ağzına bile vuruyorlar bu memlekette öğretmenin. Hem de bunu evin en küçükleri yapıyor. Ayağından tutup onu havada değil ama karada diyar diyar sürüyorlar. En çok bu memlekette onun sesini kısıyorlar. En çok onun karnını aç bırakıyorlar. Ve devlet baba en çok onları görmezlikten geliyor.

Derdine yanayım güzel öğretmenlerin.

Haydi, kurtarın memleketi değerli öğretmenler!

0 Yorumlar

Yorum yapın

Yorum yapmak için giriş yapın.