

Hazırlayan:Seyda Şerif Aslan Hocaefendi
Soru: Oyun dindeki yeri nedir?
(Cevap): "ben seni seçtim ve senin emrin altındayım ve sana biat ediyorum" manasına gelen oy'un, ırki ve dünyevi amaçlarla değil, dini ve adaleti tercih ederek kullanılması farzdır.
Ehl-i Sünnet i'tikadına göre devlet, reissiz olmaz. Reisin olması şarttır ve farzdır. İslam dinimizi koruyacak ve zulüm edilenin hakkını savunacak bir devlet reisi seçmek farzdır.
Oyunu mazaretsiz kullanmayan veya dine karşı gelen birinin başa gelmesine sebeb olan Allah katında mesuldur. Nitekim
Seyda-i Molla Halil Rahmetullahi aleyh Nehcu'l-Enam adlı kitabında şöyle buyuruyor;
ژِ فَرْضانَه نَصْبا إمامِ كُو دٖينْ* حِفِظْ كَتْ ژِ مَظْلُومِ رَا بِتْ مُعٖینْ
"Jı farzane nasba imamı ku din * Hıfız ket Jı mazlumira bıt muin"
"Allah'ın Dinine sahip çıkması için ve mazluma yardımcı olması için bir başkanı seçmek bizim üzerimize farzdır."
Soru:Pâdişâha, devlet reisine dil uzatmak veya ona savaş açmak caiz mi?
Devlete karşı baş kaldırmak, Padişaha dil uzatmak caiz değildir. Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellem bir Hadîs-i şerifte şöyle buyurmuştur:
لاَ تَسُبُّوا السُّلطانَ فإِنه فئُ الله* أي ظلُّه *في أرضِه* يأوي اليه كلُّ مظلومٍ
(هب عن أبي عبيدة) بن الجراح باسناد ضعيف* _شرح الجامع الصغير
"Sultanı sövmeyiniz. Çünkü o yeryüzünde Allah'ın gölgesidir. Her mazlum onun gölgesine sığınır." (Feyzul-Kadir, cilt; 6, s. 399, hadis no;.9788)
Başka bir hadîs-i şerifte:
لاَ تَسُبُّوا الْاَ ئِمَّةَ وَادْعُو لَهُمْ بِالصَّلَاحِ فَاِنَّ صَلَاحَهُمْ لَكُمْ صَلَاحٌ* _الجامع الصغ
"Devlet reislerine sövmeyiniz, ıslah olmaları için onlara dua ediniz. Zira onların salahı sizin ıslahınızdır." (Feyzül Kadir, Cilt:6, s; 398, hadis no: 9784)
Siirt'li allame Seyda Molla Halil rahimehullahu Nehcu'l Enam kitabında şöyle buyuruyor:
حَرَامَه لِخَلْقِ خُرُوجَا لِوٖی *أَگَرْ چِه کُو جَوْرِ بِبِینِنْ ژِوٖی
Harâme lıxalki xuruca lıwi *Eger çi ku cewri bibînin jıwi"
"Ve ona karşı savaş açmak haramdır ey peder *Millet ondan ne kadar zulm ü hakaret görseler."
Nitekim padişaha biat ettikten sonra ona karşı gelen, hainlik yapan kişi hakkında Müslim ve Buhari'nin rivayet ettikleri şu hadis-i şerifte şiddetli azap olduğu beyan etmektedir;
ثَلَاثَةٌ لَايُكَلِّمُهُمُ اللّٰهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَلَا يَنْظُرُ إِلَيْهِمْ وَلَايُزَكِّيهِمْ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ رَجُلٌ عَلَى فَضْلِ مَاءٍ بِالْفَلَاةِ يَمْنَعُهُ مِنِ ابْنِ السَّبِيلِ وَرَجُلٌ بَايَعَ رَجُلًا سِلْعَةً بَعْدَ الْعَصْرِ فَحَلَفَ بِاللّٰهِ لَأَخَذَهَا بِكَذَا وَكَذَا فَصَدَّقَهُ وَهُوَعَلَى غَيْرِ ذٰلِكَ وَرَجُلٌ بَايَعَ إِمَامًا لَايُبَايِعُهُ إِلَّا لِدُنْيَا فَإِنْ أَعْطَاهُ مِنْهَا وَفَى وَإِنْ لَمْ يُعْطِهِ مِنْهَا لَمْ يَفِ. رَوَاهُ الشَّيْخَانِ
"Üç kişi vardır ki Allah u Teâlâ onlarla konuşmaz ve onlara bakmaz ve onları affetmekle temize çıkarmaz ve onlar için şiddetli azap vardır.
O adam ki, fazla suyu varken, onu yolculardan esirger.
Ve o adam ki, ikindiden sonra malını satar ve müşteriye "Allah'a yemin ederim ki, ben bu malı bu kadara veya şu kadara aldım" diyerek yemin eder ve müşteri de onu tasdik eder, halbuki öyle değildi.
Ve o adam ki, bir başkana sadece dünya menfaati için biat eder: (onu seçer) ve eğer başkan dünyadan bir şey verirse, sadık kalır ve eğer vermezse 'ahdini kırar hâin olur. (Buhari, Musakat, 10; Müslim, İman, 171)
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar