Gündem İçi / Gündem Dışı

ŞEYH SA‘DÎNİN ABAKA HAN'A YAZDIĞI NASÎHAT-NÂME

Şeyh Sadi-i Şirazi, İran edebiyatının beş büyük şairinden biridir. Merhum Mehmed Akif'in en fazla kendisini etkileyen şair olduğunu ifade ettiği ve

"Şu üstad-ı irfan penahın bugün

Hakikatte şakirdiyiz biz bütün

Mürebbi-yi efkâr-ı ümmet odur

Eden halka tedris-i hikmet odur

Odur şiiri hikmetle mecz eyleyen

Odur şiir namıyla hak söyleyen" ifadeleriyle sena ettiği bu zatın İlhanlı hükümdarı Abaka Han'a verdiği nasihatleri sizlerle paylaşmak istedik. Nasihatleri Farsçadan dilimize terceme eden merhum Tahir'ül Mevlevi'dir. Saygılarımızla. cevaplar.org

"Şeyh Sadî'nin terbiye ve nasihate müsait olduğunu anladığı Abaka Han'a yazdığı nasihatler şöyle özetlenebilir:

-Adaletle tanınmak ve güzel bir sona ulaşmak için eski milletlerin siret ve siyasetine dair bilgi edinmek ve bu bilgiyi uygulamak üzere padişahların şu kurallara riayet etmesi gerekir:

1-Her işe Allah'ın adı ile başlamalı ve Allah'tan yardım istenmelidir. Sözü düşünerek söylemeli, kalbindeki sırrı herkesten gizlemeli, salih kişilerden yüz çevirmemeli, halkı incitmemeli, fakat hayırsızları ve katilleri cezalandırmaktan çekinmemeli, güçlü düşmanla uğraşmaya ve zayıflara karşı zalimane harekete kalkışmamalıdır.

2-Önce yakınlarına nasihat sonra başkalarına nasihat etmelidir. 

3- İş ehli olanları taltif etmeli, eskilerin bıraktığı eserleri mahvetmemeli, vasıfsız insanları meclisinde bulundurmamalıdır.

4-Yaşlıların sözünü dinlemeli; kadın, çocuk ve acizlerin ufak tefek kusurlarını hoş görmeli, ticaret ve seyahat erbabını gözetmelidir.

5-- Kendisine zarar verecek kimseleri iş başına getirmemeli, garazcıların sözüne kulak asmamalı, bir suçu incelemeden zanlıyı cezalandırmamalı, şu üç beş günlük dünyada taliin müsaadesine gururlanmamalıdır.

6-Eski meliklerin ve padişahların tarihlerini çok okumalı, adil olanların siretinden hayır öğrenmeli ve zalim olanların akıbetinden ibret almalı, büyüklerin görebileceği işleri küçüklere bırakmamalı, çalgıcı oyuncu gibi şahısları her vakit huzuruna getirmemeli, tavla, satranç gibi oyunları adet edinmemelidir. Lakin ok, yay talimi yapmak, gûy u çevgân oynamak, ava çıkmak iyidir.

7-- Kötülerin azil ve def'ini geciktirmemeli, düşmana bile iyilikten çekinmemelidir. Ancak düşman kapıda imiş gibi oturmalıdır.

8- Tutukluları her zaman soruşturmalı, içlerinden müstehak olanları tedib etmeli, müddeti bitenleri salıvermeli, suç ile ceza arasında münasebet gözetmelidir. 

9- Azledilen bir memuru bütünüyle mahrum bırakmamalı, azil acısını tatmış ve tabiatıyla zaruret çekmiş olanları tekrar vazifeye geçirmelidir. Böyleleri tecrübe ettikleri azil ve ihtiyaç korkusuyla dürüst çalışırlar.

10- Düşmanların güçlenmemesi için dostları takviye etmeli, düşmanları da mutazarrır etmemelidir.

11- Savaş sırasında düşmana meyl etmemeleri için halka gönül bağlamalı, ecnebilere karşı heybetli durmalı, aydınlara iltifatta bulunmalıdır.

12- Geçmişlere ve eski dostlara hürmet, hısım ve akrabaya yardım etmeli, eskiden tanıdıkları vefakârlık etmeli, meşhur ve muteber kişilere hürmet göstermekle beraber uygun mansıblara tayin etmelidir.

13- Padişahların mülkî işlerde, kadıların da dinî işlerde halîm olmaları gereklidir; yoksa mülk de harap olur, din de.

14- Mümkün mertebe kötülük etmemeli, günah işlememeli, hataen ortaya çıkan bir kötülüğü hemen iyilikle tamire çalışmalıdır.

15- Birine söyleyeceği sözü, evvela kendisine söylenmiş farz etmeli, hoşuna gider veya canını sıkarsa öyle söylemelidir.

 16- Mal ve müdara ile düşmanın kovulması mümkün olduğu takdirde harbe girişmemeli ve boş yere muhataraya düşmemelidir.

17- Padişahlar cömert olmalı ve ihsan elini açık bulundurmalıdır.

18- Vaktini dörde ayırmalı, birinde devlet işleriyle, birinde dünya işleriyle, birinde istirahat ve uyku ile, birinde taat ve münacat ile meşgul olmalıdır.

19- Her işte itidalden ayrılmamalı, mesela, maliyeyi zayıf düşürmeyecek kadar vermeli, askere ve memura sıkıntı çektirmeyecek kadar hazineyi muhafaza etmeli, halkı nefret ettirmeyecek kadar gazaba gelmeli, saltanatın heybetini gölgelemeyecek kadar latife etmelidir.

20- Sefer çıktığında sade kendi ehliyetine güvenmemeli, Allah'tan kuvvet ve yardım istemelidir.

21- Hükümdarlık önemli bir iştir. Onu deruhte edenin oyunla, eğlence ile geçirecek vakti olamaz.

 

 

 

 

1 Yorumlar

  • Selçuklu\'nun ilk müellifleri adaletle hükmettiğini, tedbirli, halkına dost ve akıllı bir hükümdar olduğunu yazsa da İbn Şeddad, Grousset, Spuler Alptekin, Çetin gibi tarihçiler İslam aleminde yaptığı büyük kıyımları anlatır.

    Bu yorum faydalı mı?

Yorum yapın

Yorum yapmak için giriş yapın.