

Bu çalışmamız, 19 Ekim-21 Ekim 2023 Tarihleri arasında Bitlis Eren Üniversitesi, "VII. Uluslararası Bilimler Işığında Yaradılış" Kongresinde bir tebliğ olarak sunuldu.
Bir akademisyen arkadaşım "Tebliğinizi dikkatle dinledim. Not aldım. Çok ilginç, fevkalade önemli meseleleri gayet güzel bir şekilde gözler önüne serdiniz. Çok istifade ettim. Ben şahsen bu metnin pek çok kişinin istifadesine vesile olabileceğini düşünüyorum. Lütfen rica ediyorum. Bu çalışmanızı bastırın. Umuma tamim edin. Gençler istifade etsin" dedi. Birkaç arkadaşım da aynı manayı dillendirdiler. Onların ısrar ve istekleri bir nevi dua hükmüne geçti. Kısa zamanda basıldı. Elhamdülillah… Ümid ediyorum ki, bu çalışmamız genç dimağlarda uyanıklığa vesile olsun. Bakış açılarını derinleştirsin ve fikrî istikamete kuvvet versin.
Evet, "Mana-yı Harfi" ekseninde yapılan çalışmalar emperyalist ve seküler batı dünyasının perde arkasındaki çirkin yüzünü, habis ruhunu, hain tavrını, yalan tuzaklarını, münkirane ve müfsidine senaryolarını, batıl ve sapık düşüncelerini faş etmek ve karanlık cephesini gözler önüne sermek ve umum aleme teşhir etmek noktasında büyük önem taşımaktadır. Çünkü teşhir etmek, seküler batı düşüncesinin pisliğini gözlere daha açık bir biçimde göstermiş olacaktır.
Hak ve hakikat zayi olmaz. Değerinin kaybetmez. Yere gömülmez, toprakta çürümez. Hakikatin nurlu ve aydınlatıcı ışıkları müfsit batı dünyasının çarpık düşüncelerini silip süpürecektir. Netice itibariyle hak batıla galip olacak ve onların karanlık senaryolarını zir-i zeber edecektir.
İslam dünyasını kan gölüne çeviren ateist vampirlerin akıbeti de tam zelilane bir bitiş ve dehşetli bir yıkım ve iflasla neticelenecektir. İnşallah… Bıçak kemiğe dayandı. Zaman tam bir müfessirdir. Hükmünü icra edecek, bütün bu kafirane, zalimane, hainane tuzak ve senaryoları tezgahlayanlar maksatlarının aksi ile tokat yiyecekler.
İşte bir misal…
Bakın şu Siyonistlerin zülüm ve ihanetine! Bebekleri öldürüyor, Hastaneleri bombardıman ediyor, camileri, ibadet mekanlarını yerle bir ediyor, Gazze'de suları, elektriği, interneti kesiyorlar. İlaç yok, ekmek yok… Gece-gündüz sürekli bombardıman... Yardım tırlarını içeriye sokmuyorlar. Sivilleri, masumları, hasta ve çocukları ve tüm Gazze halkını bütün dünyanın gözü önünde acımasızca katlediyorlar.
Hani insan hakları? Hani batının insancıl(!) devletleri! Demokrasi, insan hakları, adalet ve hürriyet! Bunların hepsi masal… Hepsi palavra…
Evet, "Küfür tek millettir."
Ama şu var ki, zülüm devam etmez. Bu zülüm tersine dönecek… Aziz ve Cebbar, Celil ve Kahhar-ı Zülcelal, o masum bebeklerin feryat ve figanlarını asla zayi etmeyecek, o dökülen gözyaşları en yakın bir istikbalde hür ve bağımsız Filistin devletinin harç ve betonu olacaktır.
Ve o lanetli kavim de dehşetli tokat yiyecek, en kısa zamanda saltanatları yıkılacak, kahr-ı perişan olacaklar. Kur'an-ı Azimüşşan'ın fermanıyla o bebek katilleri ebediyen zillet, meskenet ve perişaniyetten asla ve asla kurtulmayacaklar.
Batı dünyası, sosyal medya kanallarıyla ve yaptıkları algı operasyonları ile, hakikatları tamamen ters düst etmektedirler. Ama onlar ne yaparlarsa yapsınlar, bu balon patladı. Bütün dünya yapılan zulmü gördü. Artık zülüm gizlenemeyecek derece umum aleme faş oldu. Bu lanetli kavmin zülüm ve tahribatı ve onun hamisi olan ABD'ye karşı kalplerde dehşetli bir hiddet ve infiali köpürtmektedir. Gayz ve gazabı taşmakta, bu zalimlere karşı dehşetli bir nefret ve tiksinti "Tükürün bu zalimlerin yüzlerine!" hiddetini gündeme taşımaktadır.
Evet, her hadisatın arkasında kader-i ilahiyyenın derin sırları vardır:
Bütün dünyada hakkı araştıran, insanı değerlere karşı saygı duyan, dürüst ve ciddi insanlar hak din olan İslam'ı araştıracaklar. Ciddi manada pek çoğu islam ile şereflenecekler. İnşallah…
Zülüm milletin hafızasında silinmez. Kara bir levha olarak bu ihaneti tarih kayd etti. Amerika'nın Hiroşima ve Nagazaki'ye attığı atom bombası, Afganistan, Irak ve Suriye'de yaptığı katliam, bebek katili bu zalim terörist devletin yaptıkları zülüm ve işkenceler unutulmadı ve asla unutulmayacak…
Bu hadisat, İslam dünyasını da uyandırıyor ve uyandıracak…Çok yakın bir gelecekte, hamiyet ve gayretler ayağa kalkacak… İzzet-i İslamiye'nin itibar ve şerefini omuzuna alan kahraman ordumuz da kendine düşen görevi bihakkın ifa ve icra edecektir. Kafirler istemese bile!
"Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!
Evet… Evet… Bütün ihanet ve zulümler, sancı ve ızdıraplar yeni bir doğumun müjdesidir.
İttihad- İslam'ın kapıları açılacak… Din-i İslam izzet ve şerefiyle, adalet ve güzelliğiyle kâinatta hükümferma olacaktır. Biiznillah….
Evet, unutulmaması gereken bir gerçek de şudur: Müstakim, hakikattar, vatan ve millet aşkı ve hamiyet-i imaniye ile ayağa kalkan muhteşem ve muazzam bir gençlik geliyor.
Onlar hakikat-ı Kur'aniye'nin çağlayanları… Şehamet-i İslamiye'nin aslanları… İzzet-i diniyenin kahramanları… Hamiyeti diniyenin küheylanları…
O lanetli kavim bu kahramanların atlarının ayakları altında çiğnenip, zelil ve rüsva olacaklar… Bunda asla şüphemiz yoktur.
Evet, matlup neticedir. Hükmiyet ve akıbet noktalarından bakıldığında "El akibetü lilmuttakın" sırrınca istikbalde galebe Müslümanlarındır. Ruy-u zeminde taht kuracak hükümferma olacak yalnız ve yalnız İslamiyet'in hak ve hukuk, adalet ve istikamet, şefkat ve merhamet yüklü esasları olacaktır. İnşallah…
Prof. Dr. Şener DİLEK
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar