

Türküm müjdeydi ülkeye
Gezdim söyleye söyleye
Bir gün söylemedim diye
Türküm beni tanımadı.
Onlar bacım, onlar ağam
Onlardı sevincim tasam
Ahmet'im, Mehmet'im, Suna'm
Güllü'm beni tanımadı.
Kalkacaktı yokuş iniş,
Taşlar verecekti yemiş,
Bir ölçü tutturdum geniş,
Ölçüm beni tanımadı.
Hayal değil hakikattım
Dağ yardım, kayalar attım
Elinde küskü Ferhat'tım
Küsküm beni tanımadı.
Döndüm dolaştım vatanı
Gördüm gözettim her yanı
Örttüm açıkta kalanı
Örtüm beni tanımadı.
Elimde doğmuş kuzular
Bir gün benden soğudular
Sordum ne oldunuz ne var
Sürüm beni tanımadı.
Daha dün sözleştik şurda
Düğün hazırladım yurda
Eller beni tanıdı da
Sözlüm beni tanımadı.
Yine sizinleyim dedim
Nasılsam öyleyim dedim
Çıkıp ta söyleyim dedim
Kürsüm beni tanımadı.
Arabalarım katarla
Gitsin diyerek dağ yayla
Toprağı ördüm yollarla
Örgüm beni tanımadı.
Geçen yolcuya imrendim
Geçsem dedim bir de kendim
Bu köprüyü yapan bendim,
Köprüm beni tanımadı
Bendim su eden suyunu
Bendim ay eden ayını
Bendim köy eden köyünü
Köylüm beni tanımadı.
Hırpalanmak ne kelime
Didik didik lime lime
Götürülürken ölüme
Ölüm beni tanımadı.
Arif Nihat Asya
Kaynak
Yavuz Bülent Bakiler, "Unutamadıklarım" (s:153-154) Yakın Plan Yayınları, İst. 2013
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar