Araştırma ve Yorum

TEVESSÜL VE İSTİĞASE HAKKINDA ON NOKTA RİSALESİ-2

Eğer denirse; "Allah'tan başkası, diriltir ve öldürür dememiz caiz midir?" Biz deriz: Evet, caizdir. Ve bunu mahlûka nisbet etmeden maksat; o(mahlûk) sebep ve iktisap(kesb) olarak diriltir ve öldürür. Bu da, tevhidin berraklığında etkisi olmaz, imanla da çelişmez... Çünkü Allah'a nisbet edilen diriltmek ve öldürmek, yukarıda mahlûka nisbet edilenle bir değildir. Ne şirk ne de ortaklık, hiçbiri yoktur. Bu durumda Allah'a nisbet edilen diriltmek ve öldürmek halk etme (yaratma) ve icat etme nisbetidir.

Ve hakeza;

إِنَّ اللَّهَ هُوَ الرَّزَّاقُ

" Şüphesiz rızık veren Allah'tır"(Zariyat: 51/58)

وَإِذَا حَضَرَ الْقِسْمَةَ أُوْلُواْ الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينُ فَارْزُقُوهُم مِّنْهُ وَقُولُواْ لَهُمْ قَوْلاً مَّعْرُوفاً

"Paylaşma sırasında akrabalar, öksüzler, yoksullar, hazır bulunurlarsa, onlara da ondan rızıklandırın" (Nisa: 4/8) ayeti kerimeleri için de aynısı söylenir.

Ve hakeza;

يُدَبِّرُ الأَمْرَ

"Allah Teâlâ işi tedbir eyliyor"(Yunus: 10/3) ile

فَالْمُدَبِّرَاتِ أَمْراً

"İşleri tedbir eden meleklere and olsun"(Naziat: 79/5) ayeti kerimeleri için de aynısı söylenir.

Ve hakeza;

إِنَّكَ لَا تَهْدِي مَنْ أَحْبَبْتَ

"Doğrusu sen sevdiğine hidâyet veremezsin" (Kasas;28/56) ve

وَإِنَّكَ لَتَهْدِي إِلَى صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ

"Sen sıratı mustâkime hidayet edensin"(Şura: 42/52)

Ve hakeza aynısı

إِذَا سَأَلْتَ فَاسْأَلِ اللَّهَ

"İstediğin zaman Allah'tan iste"(Tirmîzî, Kıyâme 59) hadisi ile أَسْأَلُكَ مُرَافَقَتَكَ فِي الْجَنَّةِ "Cennette sana refik olmayı senden(Rasulullah'tan) isterim" (Müslim, Salât 226) hadisi hakkında da söylenilebilir.

Böylece, rızık, tedbir, hidayet, istemek bütün bunlar bir itibarla Allah Teâlâ'ya nisbet edilir, başka bir itibarla da mahlûka nisbet edilir. Allah Teâlâ'ya nisbet edilir ve istenir; yaratma ve icat etme itibarıyla, mahlûka nisbet edilir; sebep olma ve yapma itibarıyla.

Allah'ın kitabında (rızık, tedbir, hidayet ve istemek gibi bu fiillerin nisbeti (sebeb ve iktisap manasıyla) Allah'tan başkasına nisbet ediliyor olduğu zaman, o fiilleri ayni vechiyle (yani sebebiyyet ve iktisap vechiyle) talep etmek nasıl şirk ve küfür olur? Yani bu fiilleri Allah'tan başkasına kullanılması caiz ve sahih iken, onlardan bunları talep etmek nasıl şirk olur?

DÖRDÜNCÜ NOKTA

İşte işin püf noktası budur...

Geçmiş konuşmadan ve geçmiş ayet ve hadislerle delil getirilmesinden sonra, istiğase yapan kişi Allah'a mı istiğase ediyor, yoksa Allah'tan başkasına mi istiğase ediyor?

Cevap:

Gerçekten kulun yardımına koşan Allah Teâlâ'dır, O her Şeyin sahibidir, her şeye gücü yetendir, başkası iğneden ipliğe kadar hiçbir faydaya ve zarara sahip değildir. Hakiki olarak (yaratıcı ve icat edici olma itibarıyla) kendisine istiğase edilen zat sadece Allah Teâlâ'dır.

Kim Allah'tan başkasına Bu (yaratıcı ve icat edici olma itibarıyla) istiğase ederse, o, kendisini İslam dininden çıkaran ve putlara tapan müşriklere ilhak eden büyük bir küfr ile kâfir olur. 

Mecazi olarak (yani sebep olma ve yapma itibarıyla) kendisine istiğase edilen kişi mahlûktur. Ve bu istiğase tevhide ve Şeriata muhalif değildir. Ve tek Allah'a dua edilmesini emreden ayetlerle çatışmaz. Çünkü ayetler (yaratmada ve ibadet duasındadır, sebep duasında ve yapmada) değil.

-devam edecek-

 

 

 

2 Yorumlar

  • Maşaallah berrak ve muhît bir ilim tecellisi. Hiç bir akıl bu net hakikat karşısında duramaz. Hocamızı tebrik eder, Allah ilmini nur kılsın derim. Hürmetlerimle

    Bu yorum faydalı mı?
  • ALLAH EBEDEN DÂİMEN RAZI OLSU5N. TEK KELİME İLE HARİKA. KONU SAHİBİ İLE ALAKALI ŞİMDİYE KADAR OKUDUĞUM KİTAP, MAKALE VE YAZILARIN EN ETKİLİSİ, EN İSABETLİSİ, EN VECİZÃŽ. HAYET VE HAYRANLIK İÇİNDE OKUDUM.

    Bu yorum faydalı mı?

Yorum yapın

Yorum yapmak için giriş yapın.