Soru: Dogru olmadığını bile bile yalan yere yemin etmek neyi gerektirir ayrıca ne yapmak gerekir hemde kötü bir şekilde yemin etmek bunu öğrenebilir miyim? İslam uleması yeminleri üçe ayırmıştır. Bu üç yeminin de cezayi yönden uygulamaları farklı farklıdır. Soruda ifade edilen yeminin hangisi olduğu net olarak anlaşılmadığı için biz üç yemin çeşidini de anlatalım. Soru sahibi hangi kategoriye girdiğini kendisi tesbit etsin. 1. Lağv yemini: Yanlışlıkla doğru olduğu sanılarak yapılan yemindir. Mesela bir kimsenin borcunu ödediğini sanarak "borcumu ödedim" diye yemin etmesi böyledir. Ayrıca dil alışkanlığıyla, hiçbir içerik taşımadan "vallahi, billahi" diye söz arasında edilen yeminler de lağv yemini sayılır. Bu tür yeminlere keffaret gerekmez. Ancak bu kötü bir adettir. Ve en dilini buna alıştıranların en kısa zamanda terk etmesi gereklidir. 2. Gamus yemini: Geçmiş zamanda yapılmış veya yapılmamış bir iş hakkında bile, kasten ve yalan yere yapılan yemindir. Mesela bir kimsenin borcunu ödemediğini bildiği halde "ödedim" diye yemin etmesi böyledir. Böyle bir yemin büyük günahtır. Bu kasıtlı yanlışlığın bağışlanması için keffaret yeterli olmaz; onun için de gamus yemini için keffaret gerekmez. Bununla birlikte böyle bir yemin eden kişi bol bol tevbe etmeli, Allah'tan af dilemeli ve yemin sebebiyle zayi olan hakları da ödeyip sahiplerinden helallik dilemelidir. 3. Mün'akit yemin: Mümkün ve geleceğe ait bir konuda yapılan yemine denir. Bir kimsenin şu tarihte borcunu ödeyeceğine, falanca yerde bulunacağına dair yemin etmesi gibi. Bu tür yeminlerin keffareti Kur'an'da şöyle anlatılır: Ailenize yedirdiğiniz yemeği orta hallisinden on fakire yedirmek, yahut onları giydimek, yahut da köle azat etmektir. Bunları bulamayan üç gün oruç tutmalıdır." (Maide, 5/89) Bugün artık köle olmadığı için geriye üç şık kalıyor. Sıralamaya göre kişi hangisine gücü yetiyorsa onu yapmalıdır.