TEFSİR – TE’VİL-1-
Tefsir, Peygamber Efendimiz’in (s.a.s) bazı âyetleri açıklaması ile başlamış ve bu bakımdan Peygamberimiz (s.a.s) Kur’ân’ın ilk müfessiri olma şerefini kazanmıştır.
Hem onlar sana karşı herhangi bir mesel ile gelmezler ki, biz sana (onun karşılığında) doğrusunu ve tefsirin daha güzelini getirmiş olmayalım. (Furkan, 25/33)
"Tefsir, Peygamber Efendimiz'in (s.a.s) bazı âyetleri açıklaması ile başlamış ve bu bakımdan Peygamberimiz (s.a.s) Kur'ân'ın ilk müfessiri olma şerefini kazanmıştır."
"Tefsir: Sözlükte "fesr" kökünden gelmekte olup, örtülü olan bir şeyin üstünü açmak demektir.
Tefsir öğrenmek, yüFETce Allah'ın şu buyruğu dolayısıyla vacip (farz)dır.
"(Bu) âyetlerini düşünsünler, tam akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz hayır ve bereketi bol bir kitaptır." (Sâd, 38/29)
"Onlar Kur'ân'ı iyiden iyiye düşünmezler mi? Yoksa kalpleri üzerinde kilitler mi var?" (Muhammed, 47/24)"
"Tefsir ilmi şöyle tarif edilmiştir: Tefsir öyle bir ilimdir ki, onda Kur'ân lafızlarının telaffuz şeklinden, delalet ettikleri mânâlardan, yalnız başına ve cümle içinde kullanıldıklarında kelimelerden çıkan hükümlerden ve cümle içinde kullanıldıklarında delalet ettikleri mânâlar ile bunları tamamlayan diğer hususlardan bahsedilir.
Te'vîl ise "evl" maddesinden yapılmış tef'îl ölçüsünde bir masdardır. Râğıb el-Isfehânî Müfredât'ında bunu şöyle açıklar: aslına dönmek mânâsına gelir. Te'vîl de bir şeyi ilmî açıdan veya fiili açıdan (gerçekten) kendisinden kasdolunan maksada (mânâya) geri götürmektir. İlmî açıdan "Oysa bunların açıklamasını sadece Allah bilir." (Âl-i İmrân, 3/7) âyetinde olduğu gibi. Fiili açıdan da "Onlar, kitabın vaad ettiği akibetten başka bir şey mi beklerler?" (A'raf, 7/53) âyetindeki gibidir."
"Te'vil, müteşabihlerdeki kesin manâların Allah'ın ilmine havalesi, yani kaynağına döndürülmesi demektir. Kelime olarak Türkçe'de "yorum" sözcüğüyle de karşılanmaktadır ki, "kalblerinde eğrilik" olup da insanları doğrudan uzaklaştırmak isteyenler veya nefislerine uyup Kur'ân'ı da kendilerine uydurmak isteyenler, onu keyiflerince te'vil etmek, yorumlamak, yani "Allah'ın bundan kasdettiği manâ budur." diye kestirip atmak isterler. Buna bir bakıma "rey tefsiri" de denmektedir ki, bu manâ ve türdeki rey tefsiri, hadis-i şeriflerde şiddetle yasaklanmıştır."
"Istılahta ise tefsir; bu ilmin ismi olması itibariyledir ki, çoğunlukla tefsir ile te'vil eşanlamlı kullanılır."
Tefsir ve Te'vilin Tanımları
1- Tefsir te'vilden daha geneldir.
2- Tefsirin sahası daha çok rivayet üzerine, te'vilin ise dirayet üzerinedir.
ez-Zerkeşi'ye göre te'vil ilahi kitaplarda; tefsir ise hem ilahi kitaplarda hem de onların dışındakilerde söz konusu olur.(ez-Zerkeşî, age, 2/149)... Çünkü yardımcı, destekleyici, koruyucu veya işlerini tevelli eden anlamında olması muhtemeldir. (Bakara, 2/257)
"Kur'ân ilimlerinin en önemlisi tefsir olup, diğer ilimler onun yardımcısı gibidir; çünkü tefsir, Kur'ân'ı anlamaya ve açıklamaya yönelik faaliyetler bütünüdür. Kur'ân anlaşılmadıkça uygulanamaz, uygulanamadıkça da -İslâm'a göre insanların yaratılış sebebi olan- Allah'a kulluk, O'nun rızasına uygun bir hayat gerçekleşemez.
Fıkıh Usûlü âlimlerine göre te'vil, "Bunu gerektiren bir delil bulunduğu için sözü, öncelikli (râcih) mânâsında değil de, ikinci derecede akla gelen mânâsında almak, böyle anlamak ve yorumlamak"tır. Bu tarife göre te'vil eden, hem lâfzın ikinci mânâya da geldiğini açıklamak, hem de bu mânâyı tercih etmesinin sebep ve delilini bildirmek durumundadır. Vahyedilen lâfzın mânâ ve maksadını belirlemeye yönelik faaliyet olarak tefsir ile te'vil arasındaki fark üzerinde çeşitli açıklamalar yapılmıştır. Bu iki kelimeyi eş anlamlı (müterâdif) olarak değerlendiren ve kullanan âlimlere mukabil, İmam Ebû Mansûr el-Mâtürîdî (ö. 333/944) gibi farklı mânâlarda alanlar ve tanımlayanlar da vardır. İmam Mâtürîdî'ye göre tefsir, "Allah'ın kelâmından muradının ne olduğunu kesin olarak belirlemek, Allah bunu murat ve kastetmiştir diye O'nun adına söz söylemektir, şahitlik etmektir." Te'vil ise, "kesin açıklama ve şahitlik söz konusu olmaksızın kelâmın, muhtemel mânâlarından birini tercih etmektir"."
"Türkçede tefsir, "yorum ve Kur'ân tefsirine dâir yazılmış kitap" mânâlarında kullanılmaktadır. Ayrıca Arapçada "şerh" kelimesiyle eş anlamlı olarak "ilmî ve felsefî eserleri izah etmek" mânâsında da kullanılmıştır."
"Kur'ân'ın sadece lâfız ve kompozisyon özellikleri ve bunların manâya kattığı zenginlik açısından yapılacak iyi bir tefsiri, onbinlerce sayfa tutabilir. Sadece Bediüzzaman'ın Kur'ân'ın ilk 3,5-4 sayfası için bu şekilde yaptığı icmalî (özet) bir tefsir olan İşârâtü'l-İ'câz 200 sayfanın üstündedir."
DEVAM EDECEK...
DİPNOTLAR:
1- Muhammed Salih el-Useymîn, Tefsir usulüne giriş, Çeviren: M. Beşir Eryarsoy.
2- Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, Feza Gazetecilik, İstanbul, 1992, I.
3- Cüneyt Eren, Kur'an İlimleri ve Tefsir Istılahları, Ekev Yayınevi, Erzurum, 2001.
4- http://www.sorularlaislamiyet.com/article/2007/tefsir.html
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
TEFSİR – TE’VİL-3-
Te'vil, bir karineden dolayı lafzın muhtemel manalarından birisini tercih anlamı taşıdığı i
TEFSİR – TE’VİL-2-
Tefsir Çeşitleri Tefsirciler, öteden beri tefsir çeşitlerini genellikle “rivâyet tefsiri”
TEFSİR – TE’VİL-1-
Tefsir, Peygamber Efendimiz’in (s.a.s) bazı âyetleri açıklaması ile başlamış ve bu bakımd
KUR’ÂN’DA SUAL VE CEVAPLAR
Kur’ân-ı Kerim’de çeşitli sualler ve bunlara verilen çeşitli cevaplar vardır. Bunlar kend
MÜCMEL-MÜBEYYEN
Sözlükte "veciz söz, özet ve kısa söz, teennî ve itidal ile hareket etmek, güzelleştirmek"
MÜŞKİLÜ’L-KUR’ÂN
Eğer kişi cehaleti sebebiyle âyetler arasında bir çelişki hissederse, zıt mana taşıdığı
MECÂZU'L-KUR'ÂN
Kur'ân-ı Kerîm'deki mecâzi lafızların tefsirini konu alan ilim dalı ve bu dalda yazılan eser
EMSÂLÜ’L KUR’ÂN
Kur'ân'dan doğan meseller (emsâlü'l-Kur'ân): (Şah damarından daha yakın), (Örümceğin evin
CEDELÜ'L-KURÂN (Kur'ân'ın Tartışma Yöntemi)
İslâm düşünce tarihi boyunca Kur'ân-ı Kerîm'in tartışma yöntemlerini konu alan "Cedelü'l
AYETLER VE SURELER ARASINDAKİ UYGUNLUK (TENASUBİ’L-AY VE’S-SÜVER)
"Münâsebet" ilmi konu itibariyle kelime veya cümleler arasındaki anlam benzerliğini, irtibat ve
HAVÂSSÜ'L-KUR'ÂN
Esmâ-i hüsnâ île bazı sûre ve âyetlerin dileklerin kabulündeki tesirlerini ifade eden bir ta
- HALKU’L-KUR’ÂN
- FEDÂİLÜ’L-KUR’ÂN
- İ'RÂBÜ'L-KUR'ÂN
- MÜBHEMATU’L-KUR’ÂN
- VÜCUH VE NEZÂİR
- TEKRARU’L-KUR’ÂN -2. BÖLÜM-
- TEKRARU’L-KUR’ÂN -1. BÖLÜM-
- KISSASU'L-KUR'ÂN -2. BÖLÜM-
- KISSASU'L-KUR'ÂN -1. BÖLÜM-
- AKSÂMÜ’L-KUR’ÂN
- İ'CAZÜ'L-KUR'ÂN -2. BÖLÜM-
- İ'CAZÜ'L-KUR'ÂN -1. BÖLÜM-
- ĞARİBU'L-KUR'ÂN
- FEVÂTİHU'S-SÜVER
- HURÛF-U MUKATTA'A
- MUHKEM – MÜTEŞABİH –2. BÖLÜM-
- MUHKEM – MÜTEŞABİH –1. BÖLÜM-
- NÂSİH – MENSÛH -2. BÖLÜM-
- NÂSİH – MENSÛH -1. BÖLÜM-
- ESBAB-I NÜZÛL -2. BÖLÜM-
- ESBAB-I NÜZÛL -1. BÖLÜM -
- TECVİD İLMİ
- KIRAAT İLMİ -3. BÖLÜM-
- KIRAAT İLMİ -2. BÖLÜM-
- KIRAAT İLMİ -1. BÖLÜM-
- YEDİ HARF (EL-AHRUFU’S-SEB’A)-2. BÖLÜM-
- YEDİ HARF (EL-AHRUFU’S-SEB’A)-1. BÖLÜM-
- SÛRE -3. BÖLÜM-
- SÛRE -2. BÖLÜM-
Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et!
Nahl, 125
GÜNÜN HADİSİ
Hiç bir vâli yoktur ki, o, müslüman ahâli üzerinde icrâ-yı velâyet ederken zulüm ederek ölür, muhakkak Allah Cennet kokusunu ona haram kılacaktır.
Ma'kıl İbn-i Yesâr (r.a)'dan rivayet olunur.
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...