NURDAN VECİZELER-12

| Tabiat Dedikleri “Tabiat, âlem-i şehadet denilen cesed-i hilkatin anâsır ve âzâsının ef’âlini intizam ve rapt altına alan bir şeriat-ı kübrâ-yı İlâhiyedir.” İzah: Cesed-i hilkat derken, insan bedenine atıf yapılıyor. İnsan bedeninde ve ruhunda cereyan olaylar gibi tabiatta da birçok olay cereyan ediyor. Mahlûkat âlemi


2024-07-24 00:21:57

| Tabiat Dedikleri

"Tabiat, âlem-i şehadet denilen cesed-i hilkatin anâsır ve âzâsının ef'âlini intizam ve rapt altına alan bir şeriat-ı kübrâ-yı İlâhiyedir."

İzah: Cesed-i hilkat derken, insan bedenine atıf yapılıyor. İnsan bedeninde ve ruhunda cereyan olaylar gibi tabiatta da birçok olay cereyan ediyor. Mahlûkat âlemi de kanunlarla idare ediliyor. Kanun tek başına iş yapamaz. Yerçekimi vs. tekvini şeriat kanunları manzumesi… 

"Tabiiyyunların, mevhum ve hakikatsiz, tabiat dedikleri şey, olsa olsa ve hakikat-i hariciye sahibi ise, ancak bir san'at olabilir, sâni olamaz. Bir nakıştır, nakkaş olamaz. Ahkâmdır, hâkim olamaz... Bir şeriat-ı fıtriyedir, şâri' olamaz. Mahlûk bir perde-i izzettir, hâlık olamaz. Münfail bir fıtrattır, fâtır bir fâil olamaz. Kanundur, kudret değildir, kadîr olamaz. Mistardır, masdar olamaz.

İzah: Tabiat mevhum değil, tabiat diye bir şeyin idareci ve icracı olduğu mevhum. Canlı cansız her şey tabiat. Bir de bir şeyin tabiatı, doğası var… 

Tabiat sani olamaz, bir şey yaratamaz. İnsanı kim yaptı tabiat, ağaçları kim yaptı tabiat, dağı taşı her şeyi yapan tabiat ise hepsi sanat… Dolayısı ile yapılan- yaratılan bir şey başka bir şey yaratamaz. 

Güneş, dünya, ay tamamı yapılmış şeyler, bunlar başka bir şey yapamazlar. Masnu olan başka bir şeyin sanii olamaz. 

Nakşı işleyen nakkaş olmalı, cazibe bir kanundur bu kanunu tatbik eden olamaz. Hâkim diyor ki; "falan kanuna göre ceza verdim." Kanun icracı olamaz. Allah'ın kanunu var, kudretiyle onu icra ediyor. 

Ruhun hariçte vücudu olduğu için beden ölse de ruh devam edecek. Beden ruhun hanesi. Evden çıkan adam evde yoktur ama gittiği yerde vardır. Ruh hariç diğer hiçbir kanunun hariçte bir vücudu yok.

Ağacı tablacı yapmış, mahlûk bir perde-i izzet. Arkada Rezzak olan Allah var. Müminler gaybe iman ederler. Kendi gayb olsa da icraatıyla her işte hazır ve nazır. Kanımız hücremiz bütün bedenimizdeki faaliyetler kudretle, ama onu göremiyoruz. Sıfat mevsufsuz olmaz, her şeyimiz ilimle icra ediliyor. İlim âlimsiz, hikmet hükemasız olmaz. Kanun şâri değildir, kanun koyucu Allah'tır.

"Kanundur kudret değildir, kadir olamaz. Mistardır (âlet), mastar (menba') olamaz..." 

İzah: Kanun-kudret: kudret filiin sıhhat ve terki. Bardağı kaldırdım bırakırım, güneş çeker, sadece çeker, mahkûmdur. Kadir değildir, ne süratini değiştirebilir, ne durur kalkar vs, hiçbirini yapamaz. 

Mistar, şekil veren cetvel demek… Mastar sudur yeri, daha çok kaderde kullanılan bir hakikat bu. Kudretle A:llah yaratıyor. Allah'ı ilmi mistar, yaratılan şekil olarak tezahür etti. İlim tek başına mastar değil, ilimdeki mahiyete kudretle vücut veriliyor. Allah meyve yapıyorsa meyve yapmayı bilecek, irade edecek, yapmaya gücü yetecek, 3 ü bir arada olursa mahlûkat olur. 

"Her şeyin tabiatı, herşey gibi mahlûktur; çünki san'atlıdır ve yeni oluyor." 

İzah: Gözün tabiatında görmek, kulağın tabiatında işitmek vardır. Gözün kendi de mahlûk, görme duygusu da mahlûk. Allah onu gözün tabiatına koymuş, ele tutmak, göze görmek kabiliyeti verilmiş. Bir matbaada kurşun harfler bir araya getiriliyor, üzerinden silindir geçiyor, oradaki manalar ilimdir. O manayı kurşun harflere veremeyiz. Mastar olsa cümleyi kendi söyleyip yazacak hâlbuki bunlar tümü yazara ait olan manalar, onun ilmine göre şekillenmişler ve ona göre yazıya aksediyorlar.

Güneş misali her hakikati aydınlatıyor, aynada ışık var, bu ışık aynanın ışığı değil mazhar oluyor. O da kim güneş. Cam ayna ona vasıta olmuş durumda. Ayna hikmetten anlamaz, ışığı bilmez, sadece orada tezahür eder. Hangi masnua baksak bunu görürüz. 

"Tabiat mistarlıktan masdarlığa çıksa, herbir şeyde bütün şeylerin makinelerini bulundurmaya mecburdur." 

İzah: Bir fiil var bir de infial var, infial fiili kabul etmek, kâğıt bu fiili kabul eder ama su bunu kabul etmez. Onda bu iş cereyan etmez kabiliyeti yok. Taş Rezzak ismini kabul etmez, o yeteneği yok. Mahlûk, halk fiilini masnu, sun' fiilini kabul etmiş demektir. Rızık alan mahlûk, terzik fiilini kabul etmiş demektir. 

-devam edecek

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

NURDAN VECİZELER-14

NURDAN VECİZELER-14

Ey insan! Şu kâinattan maksad-ı a'lâ; tezahür-ü rububiyete karşı, ubudiyet-i külliye-i insa

NURDAN VECİZELER-13

NURDAN VECİZELER-13

İnsan, nur-u iman ile âlâ-yı illiyyîne çıkar, Cennete lâyık bir kıymet alır. Ve zulmet-i

NURDAN VECİZELER-12

NURDAN VECİZELER-12

| Tabiat Dedikleri “Tabiat, âlem-i şehadet denilen cesed-i hilkatin anâsır ve âzâsının ef

NURDAN VECİZELER-11

NURDAN VECİZELER-11

“İnsanları fikren dalalete atan sebeplerden biri; ülfeti, ilim telakki etmeleridir. Yani me’l

NURDAN VECİZELER-10

NURDAN VECİZELER-10

Kalbden maksat, sanevberî (çam kozalağı) gibi bir et parçası değildir. Ancak, bir lâtife-i R

NURDAN VECİZELER-9

NURDAN VECİZELER-9

“Amiriyet ve hâkimiyetin muktezası, rakip kabul etmemektir, iştiraki reddetmektir, müdahaleyi

NURDAN VECİZELER-8

NURDAN VECİZELER-8

“Hakikaten mümin cennete layık ve kâfir cehenneme muvafık bir mahiyet kesb eder.” İzah: B

NURDAN VECİZELER-7

NURDAN VECİZELER-7

“İnkılab-ı hakikat olmaz. Nev'-i mutavassıtın silsilesi devam etmez. Tahavvül-ü esnaf, ink

NURDAN VECİZELER-6

NURDAN VECİZELER-6

“Tevekkül, esbabı bütün bütün reddetmek değildir. Belki esbabı dest-i kudretin perdesi bil

NURDAN VECİZELER-5

NURDAN VECİZELER-5

Nimet içinde in’âm görünür, Rahmân’ın iltifatı hissedilir. Nimetten in’âma geçsen, M

NURDAN VECİZELER-4

NURDAN VECİZELER-4

Masnuatta hiçbir eser yok ki, çok manalı bir lafz-ı mücessem olmasın, Sâni'-i Zülcelal'in ç

Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.

3, Kadir

GÜNÜN HADİSİ

"Kişi, dostunun dini üzeredir. Bu nedenle, kiminle dost olacağına dikkat etsin!"

Ebû Hureyre radıyallahu anh. Ebû Dâvud.

TARİHTE BU HAFTA

*İzmir'in Kurtuluşu. (9 Eylül 1922) *IV.Murad Han Tahta Çıktı(10 Eylül 1623) *REGAİP GECESİ(12 EYLÜL PERŞEMBE) *Sakarya Zaferi(13 Eylül 1921) *Süveyş Kanalının Açılması(15 Eylül 1889)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI