NURDAN VECİZELER-13

İnsan, nur-u iman ile âlâ-yı illiyyîne çıkar, Cennete lâyık bir kıymet alır. Ve zulmet-i küfür ile esfel-i sâfilîne düşer, Cehenneme ehil olacak bir vaziyete girer. Çünkü, iman, insanı Sâni-i Zülcelâline nisbet ediyor. İman bir intisaptır. Öyle ise, insan, iman ile insanda tezahür eden san'at-ı İlâhiye ve


2024-07-31 20:13:33

"İnsan, nur-u iman ile âlâ-yı illiyyîne çıkar, Cennete lâyık bir kıymet alır. Ve zulmet-i küfür ile esfel-i sâfilîne düşer, Cehenneme ehil olacak bir vaziyete girer. Çünkü, iman, insanı Sâni-i Zülcelâline nisbet ediyor. İman bir intisaptır. Öyle ise, insan, iman ile insanda tezahür eden san'at-ı İlâhiye ve nukuş-u esmâ-i Rabbâniye itibarıyla bir kıymet alır. Küfür o nisbeti kat' eder. O kat'dan, san'at-ı Rabbâniye gizlenir. Kıymeti dahi yalnız madde itibarıyla olur. Madde ise, hem fâniye, hem zâile, hem muvakkat bir hayat-ı hayvanî olduğundan, kıymeti hiç hükmündedir."

İzah: İman nurdur, göz nuru ile insan eşyayı görür, kulaktaki işitme de bir nur, akıl da bir nur. Aesler alemini ve hikmetleri anlarız bunlarla. İnsan kalpteki nurla hakaik-i imaniyeyi görür. İman,,, cüz'i irade sarfından sonra… hidayete yönelecek ki insan görsün marifet tablolarını. Cennete layık kıymet almak. İnsan cennette tefekkür edecek, dünyada numuneleri var, kainatı tefekkür edercek ki, oraya layık bir kıymet alsın.

Küfür karanlık. İman nurundan mahrum olan, Allah'ı, melekleri, kitapları bilemez.

İntisap, nispet, nispet birşeyi birşeye dayandırmak, herkes Allah'ın kuludur. İntisap ben Allah'ın kuluyum. Bilinçli olarak kendi kendimi Allah'a nispet ediyorum. Süleymaniye dese ki "ben Sinan'ın eseriyim, intisap olur bu. İnsan kendini Allah'a nispet edince, "halıkın mahlukuyum, masnuuyum, keremine mazharım… Yani, "Sâni-i Zülcelâlin masnuuyum, mahlûkuyum, rahmet ve keremine mazharım gibi mânâlarla, insandaki san'at-ı Rabbâniye tezahür eder.

Küfür, ben Allah'ın kuluyum nispetini kesiyor. İnsanın maddesi hiç hükmünde… koyunun kıymeti var, insanın yok. Ruha göre beden hiç hükmünde…

*"Sultan-ı Ezelîye iman ile intisap eden ve amel-i salih ile itaat eden bir insan, şu misafirhane-i dünya menzillerinden ve âlem-i berzah ve âlem-i mahşer dairelerinden ve hâkezâ kabirden sonraki bütün âlemlerin geniş hudutlarından berk ve burâk sür'atinde geçer, tâ saadet-i ebediyeyi bulur."

İzah: Kur'an'da cennet va'd edilirken iman ve amel-i salih birlikte zikredilir. Bir nefer kumandana intisap ediyorsa, orada verilen işleri görecek anlamına gelir bu durum. Asker ol itaat etme olmaz. İntisabın temel gereği salih amel, başta iman.

"İşte, böyle bir Sultana ubûdiyet ve imanla intisap etmek ve şu dünyada ona misafir olmak ne kadar âli bir saadet, ne derece büyük bir şeref olduğunu kıyas et."

 İzah: Hiç cennet ve ahireti düşünmeden, bu kainatta Allah'ın kulu ve onun misafiri olma şerefi üzerinde duruluyor, saadeti dareyn…padişaha 1 kez misafir olan onu bir ömür anlatır. Dünyada Allah'a kul ve misafir olmak öyle şerefli bir rütbedir.

"Şu perişan dünyada, âvâre nev-i beşer içinde, semeresiz bir hayatta, sahipsiz, hâmisiz bir surette, âciz, miskin bir insan, bütün dünyanın sultanı da olsa kaç para eder?"

İzah: Ne devletler, krallıklar gelmiş geçmişler… Sümerler, Etiler, Osmanlılar vs. Saraylar, padişahlar, işçiler, hizmetkarlar … Ahiret olmasa hepsi hiç hükmünde…

"Evet madem Allah var ve ilmi ihâta eder. Elbette adem, idam, hiçlik, mahv, fena, hakikat noktasında, ehl-i imanın dünyasında yoktur. Ve kâfirlerin dünyaları ademle, firakla, hiçlikle, fânilikle doludur."

İzah: İmanın peşin mükafatlardan biri. Ölümün hiçlik olmadığını biliyoruz. İlmi herşeyi muhit… ilim sonsuz eşya sınırlı, sonsuz ilim her şeyi kapsıyor. Her ne olursa bu ilimle yapılıyor. Madem herbir hüceyre ve kandaki herbir küreyvat Onun taht-ı emrindedir ve daire-i tasarrufundadır ve Onun kanunuyla hareket ederler.

Maddi alemdeki her şeyi bilen Allah manevi durumları da biliyor . Allah bilerek yaratıyor… Maddi alemi bilen Allah, manevi alemi de biliyor. O izin vermeden hiçbir şeyin faydası olmadığı gibi zararı da olmaz. Kader ilim nevinden. İlimle her şey takdir edilip yaratılıyor. Dolayısı ile ehl-i iman için yokluk yok. Dünyaya gelmek, ilim dairesinden kudret dairesine geçmek. Bir mümin böyle inanır ve bilirse onun dünyasında adem, idam, hiçlik, yokluk yoktur, gelen de, giden de ilimden ilime geçiyor . kafir için dünyada bu azap yeter. 

-devam edecek-

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

NURDAN VECİZELER-14

NURDAN VECİZELER-14

Ey insan! Şu kâinattan maksad-ı a'lâ; tezahür-ü rububiyete karşı, ubudiyet-i külliye-i insa

NURDAN VECİZELER-13

NURDAN VECİZELER-13

İnsan, nur-u iman ile âlâ-yı illiyyîne çıkar, Cennete lâyık bir kıymet alır. Ve zulmet-i

NURDAN VECİZELER-12

NURDAN VECİZELER-12

| Tabiat Dedikleri “Tabiat, âlem-i şehadet denilen cesed-i hilkatin anâsır ve âzâsının ef

NURDAN VECİZELER-11

NURDAN VECİZELER-11

“İnsanları fikren dalalete atan sebeplerden biri; ülfeti, ilim telakki etmeleridir. Yani me’l

NURDAN VECİZELER-10

NURDAN VECİZELER-10

Kalbden maksat, sanevberî (çam kozalağı) gibi bir et parçası değildir. Ancak, bir lâtife-i R

NURDAN VECİZELER-9

NURDAN VECİZELER-9

“Amiriyet ve hâkimiyetin muktezası, rakip kabul etmemektir, iştiraki reddetmektir, müdahaleyi

NURDAN VECİZELER-8

NURDAN VECİZELER-8

“Hakikaten mümin cennete layık ve kâfir cehenneme muvafık bir mahiyet kesb eder.” İzah: B

NURDAN VECİZELER-7

NURDAN VECİZELER-7

“İnkılab-ı hakikat olmaz. Nev'-i mutavassıtın silsilesi devam etmez. Tahavvül-ü esnaf, ink

NURDAN VECİZELER-6

NURDAN VECİZELER-6

“Tevekkül, esbabı bütün bütün reddetmek değildir. Belki esbabı dest-i kudretin perdesi bil

NURDAN VECİZELER-5

NURDAN VECİZELER-5

Nimet içinde in’âm görünür, Rahmân’ın iltifatı hissedilir. Nimetten in’âma geçsen, M

NURDAN VECİZELER-4

NURDAN VECİZELER-4

Masnuatta hiçbir eser yok ki, çok manalı bir lafz-ı mücessem olmasın, Sâni'-i Zülcelal'in ç

"Rabbimiz Allah'tır" deyip sonra da dosdoğru yaşayanlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.

Ahkaf,13

GÜNÜN HADİSİ

"Kelimetan hafifetan alellisan. Sakiyleten filmizan. Habiybetan ilerrahman: Subhanellahi ve bi hamdihi, subhanellahi'l-azim."

"İki kelime vardır ki, dile hafif, mizanda ağırdırlar: Sübhanellahi ve bi hamdihi, sübhanellahi'l-azim." (Buhari, Deavat: 11/175)

TARİHTE BU HAFTA

*Süleyman Hilmi Tunahan Hz.lerinin Vefatı(16 Eylül 1959) *Adnan Menderes'in İdamı(17 Eylül 1961) *Ertuğrul Fırkateyni Japon Sularında Battı(18 Eylül 1890) *Efendimiz (s.a.v.) Hicret Ederken KUBA'yı Teşrif Ettiler(20 Eylül 622) *Yavuz Sultan Selim Han

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI