Özü Aramaya Doğru

HADİSLER YOK SAYILARAK DİN ANLAŞILAMAZ!

‎اَشْهَدُ اَنْ لاَ اِلٰهَ اِلاَّ اللهُ وَاشْهَدُ اَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللهِ *

Kelime i şehadetin iki parçası birbirine şahitlik ederler, birbirini doğrularlar; İlahlık Nübüvvete delil olduğu gibi, nübüvvet de İlahlığa delildir. Görünmeden kendini tanıttırmak isteyen bir İlah, Nübüvvetsiz kendini tanıtamaz, Nebilerd e O zattan emir ve vahiy almazsa, davalarını kabul ettiremezler. Cenabı Hakkın en büyük delili Hz Muhammed'dir (sav), genel olarak da Peygamberlik müessesesidir. Bu, ateşin dumana, dumanın da ateşe olan delaleti gibidir. Onun için kelime-i şehadet ayrılmaz bir bütündür.

İnsanın yaratılışında var olan şehvet, gazap, akıl gibi güçleri nedeniyle İslami doğru bir bakış açısı bulamaz; ya ifrata düşer ya da tefritte kalır. Farz-ı muhal Kur'an-ı Kerim gökten yazılı bu şekliyle gelse idi, insanlar onu rastgele bulsalar ve hak kitap olduğu hakkında şüphe duymasalardı yine de bize üsve-i hasene olacak birini çıkaramazlardı. Yani bildiğimiz İslam anlaşılamazdı. Akıl başka söylese, şehvet başka yaptıracaktı, gadap daha başka yola götürecekti. O kitaba bakarak ne yapacağımızı az çok bilsek de, nasıl yapacağımızı bilemezdik.

Bugün hadis-i şerifler yok sayılarak anlatılmak istenen dinin yarım yamalak olduğunu hep beraber görüyoruz. Sadece kelime-i şahadeti getirip gereğini yerine getirmemekle İslam tahakkuk etmez. Hz. Muhammed'den sonra gelenler, ona öğrenci kendilerinden sonra gelenlere hoca olmuşlar. Bu böylece mütevatir bir silsile ile bize kadar gelmiştir. Zaman içerisinde oluşan tortular ayıklamaya çalışmak dine hizmet olur, diğer kaynakları yok saymak ihanet olur.

BİR ŞEY ASLINA KAYNAĞINA NE KADAR YAKINSA O KADAR BERRAKTIR ARIDIR KUR'AN'I DA EN İYİ RESULULLAH ANLAMIŞ VE ARKADAŞLARINA ANLATMIŞTIR.

Bu bağlamda hadisler Kur'an'ı en iyi anlatırlar, şerh ederler. Tabi Kur'an'ın bir özelliği de zamanla da tefsir ediliyor oluşudur. Bu, onun mucizesi olarak kabul edilir. 

Fakat bugün mealist dediğimiz zümre olayı oryantalizme şirin, batının ekonomisine ezik tavırlarıyla ve daha birçok saikle yeniden Kuran yorumlama hamlesine giriştiler isimleri çok şirin kuran Müslümanlığı ve herkesi meal okumamakla itham ediyorlar. Hâlbuki onlar da biliyorlar ki, bu zaman materyalizm etkisiyle imanlar zaaf içerisinde, itikadlar maddenin etkisinde, ayrıca halkımızın okumayla arası çok yoktur. Bunu da bilmelerine rağmen, sırf kendi egoları nedeniyle halkı şüphe, tereddüt ve sonunda deizmin kucağına atıyorlar.

İmandan maksat Allah'ı bütün kemal sıfatlarıyla bilmek, amelden maksat; sen Allah'ı görmesen de, O seni görüyor olması hakikatiyle ibadetten ayrı kalmamaktır. Oysa bu yeni akım ne Allah'ı kemal sıfatlarıyla anlatıyor, ne de ibadetleri hakkıyla anlatıyor. Ayrıca kendileri de dini çok eksik yaşıyor, hem de halkımıza bu hususları çok ehemmiyetsiz olarak lanse ediyorlar. Bu durum hiç su götürmez bir gerçek. Hatta en önde gidenleri haramlara bile yol bulup bütün dini on emrin içerisine sıkıştırıyorlar. 

Artık bıçak kemiğe dayandı. Acaba bu gidişe kim dur diyecek? Eğer Allah'ın vadi haksa elbet birileri çıkar, şüphem yok ama buradan sesleniyorum; ne olur bu millete biraz şefkatiniz varsa, kolları sıvayın, bir ekip olun. Dinin izzetini muhafazaya çalışın, rahatınızı tam terk etmeyin ama hiç olmazsa az bir emekle bu iş olur, yeter ki esbab-ı kabul dairesine bir adım atalım derim. Rabbim basiretimizi açsın gayretimizi artırsın inşallah

 

 

0 Yorumlar

Yorum yapın

Yorum yapmak için giriş yapın.