Bir ayet-i kerimede Cenab-ı Hak, Efendimize(SAV) hitaben, “Kullarım Beni senden soracak olurlarsa, bilsinler ki Ben pek yakınım”(1) buyuruyor. Bununla ilgili başka bir ayet-i kerimede ise şöyle buyruluyor: “İnsanı Biz yarattık. Onun için, nefsinin kendisine neler fısıldadığını, neler telkin ettiğini de Biz pek iyi biliriz. Çünkü Biz ona şahdamarından daha yakınız.”(2)
Bu ayetlerden de anlaşılacağı gibi Cenab-ı Hak, her an her yerde hazırdır ve kullarını görüp gözetmektedir. İnsanlara çok yakındır. Fakat mekândan münezzeh, yani hiçbir mekânda değildir. Bu gerçek pek çok insanın kafasını kurcalıyor. Akla, “Allah nasıl hem her yerde, hem de mekândan münezzeh olabiliyor? Allah insana yakın olduğu halde, insanın Allah’a uzak olması ne demektir?” gibi sorular getiriyor.
İlim ilerledikçe bu tür soruları cevaplandırmak daha da kolaylaşıyor. Çünkü günümüzde bir şeyin çok yerde bulunmasının pek çok misallerine şahit olabiliyoruz. Mesela televizyonu ele alalım. Haber spikeri stüdyoda olduğu halde televizyon vasıtasıyla televizyon olan her evde sesi ve görüntüsüyle hazır bulunmaktadır.
Bir diğer misal: Bir cisim, çevresinde bulunan birçok ayna içerisinde aynı anda görünebilir. Ayna adedi arttıkça, aynadaki görüntüler de artacaktır. Cisim bir iken binler hükmüne geçebilecektir. Mesela gökyüzünde asılı olan kandilimiz, ısı ve ışık kaynağımız olan güneş bir olduğu halde yeryüzünde bulunan milyarlarca, parlak ve şeffaf eşyada, hatta su damlacıklarında ışığı ve ısısıyla, yedi rengiyle bulunabiliyor. Güneş bir tek ve milyonlarca kilometre uzakta iken, ısı ve ışığıyla bize çok yakın olabilmekte ve yansıdığı şeylerde milyarlarca hükmüne geçebilmektedir.
Madem güneş gibi aciz ve hizmetçi olan bir yaratık ısı, ışık ve yansımasıyla pek çok yerde bulunabiliyor ve az bir iradeyle pek çok işleri yapabiliyor. Acaba madde olmaktan uzak ve yüce, kayıt altına girmeyen ve bütün ışık saçan şeyleri ışıklandıran Zat, irade, ilim, kudret, rahmet ve diğer isimleriyle, sıfatlarıyla her yerde hazır olamaz mı? Kullarını her an görüp gözetemez mi? O’nun ilim, kudret ve rahmeti haricinde en küçük bir şey düşünülebilir mi? Evet, Allah ilmiyle en gizli ve yardıma muhtaç olan şeyleri biliyor, rahmet ve kudretiyle onların imdadına koşuyor. Rahman, Rahim ve Rezzak isimleriyle bütün yaratıklarının yanında bulunan Allah rızklarını yetiştirdiği gibi, Şafi ismiyle de dertlilere şifa dağıtıyor.
Allah her şeye çok yakın olduğu halde, her şey O’ndan sonsuz uzaktır. Nasıl güneş madde olmayan yansıması vasıtasıyla, nuru, ısı ve ışığıyla insana göz bebeğinden daha yakın olduğu halde, insan madde ile bağımlı olduğundan güneşe gayet uzaktır. İnsanın güneşe yakın olabilmesi çok bağlardan sıyrılıp milyonlarca kilometre yol kat etmesi gerekir. Bunun gibi Allah da insana yakındır, fakat insan Allah’a son derece uzaktır.(3)
DİPNOTLAR
1-Bakara, 2/186
2-Kâf, 50/16
3-Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, s. 177-179; Mesnevi-i Nuriye, s. 113; Lem’alar, s. 96-97
3 Yorumlar
risale-i nuru daha önce okudum ama pek anlıyamlyodum anlasam faydalanacağımı düşünüyodum.günümüz türkçesiyle yazdığınız için teşekkürler.
Selamun Aleykum SUZAN KARDEŞİM. Risale-iNuru Okuyan Bir Ehl-i Tarikim. Dikkat Ederseniz Tüm Ehi- Nur Cemaati İleri Gelenlerinin Hepsi İlk Etapta Bu Tarz Bir Vartaya Düştüklerini Ama İlerleyen GünlerdeBunun Ne Kadar Doğru Olduğuna Vurgu Yaparlar.Bakınız Suyun 3Hali Vardır. Biri Katı Biri Sıvı Biride Buhardır. Siz Şayet Bu Misalleri Türkçe Olarak Okursanız Gözlerinizle Katı Halini Kalbinizlede Sıvı Halini Alır Dilinizde Rahmet Olacak Şekilde Telaffuz Edebilirsiniz.Ama Birde Aşk Ateşiyle Yananların Kalbine Tesir Edince Buhar Misali Hal Alan Bazı İlimlerde Vardır. İşte AsılÖzüde Budur. Ozaman Bundan Mahrum Kalabilirsiniz ! Benden SizeNacizane Ve Abdi Acizane Tavsiye Okuyun Ve Şerh Edenlerden Dinleyiniz İnşaAllah ... Wesselam
allah sizden razı olsun insanlar bir nebze bile olsa dinini öğrenmeye çalışıyorlar