

Daavat-ı insaniye: 1.Dâr-ı saadetin ve cennetin en mühim bir sebeb-i vücudu olan ubudiyet-i beşeriye ve daavat-ı insaniye (Ş:94); 2.İhtiyari olan daavat-ı insaniye (Ş:208).
Dâfia: Bir adamın kuvve-i gadabiyesi olan dâfiası (Mün.: 56).
Dağdağa-i hayat: Kavga ve müzahemetin meydanı olan dağdağa-i hayat (MN:232).
Dağlar (vilâyât-ı şarkiyenin): 1.En sevdiğim mevki olan vilâyât-ı şarkiyenin yüksek dağları (DHÖ:29); 2.Hürriyet-i mutlakanın meydanı olan yüksek dağlar (DHÖ:46); 3.Taşlardan ibaret olan dağlar (S:259).
Dalâlet (Ehl-i dalâlet): 1.Hizb-üş şeytan olan ehl-i dalâlet (L:73); 2.Gayet zaaf ve aczde olan dalâlet ehli (L:74); 3.Ekall-i kalil olan ehl-i dalâlet ve tuğyan (KL:309).
Dalâletler: 1.Âsâr-ı gadab-ı İlâhi olan âfât ve dalâletler (KL:169); 2.Eşyanın esbâba isnadındaki istib'addan ve istiğrabdan hasıl olan inkârdan neşet eden dalâletler (MN:52).
Dâllin güruhu: Sağır-dilsiz olan mağdub ve dâllin güruhu (NİK: 74).
Damarlar: Aşk-ı beka ve hubb-u mehâsin ve şefkat-i cinsiye ve hayatiyeye medâr olan damarlar (S:486).
Dâr-ı saadet: 1.İleride cin ve ins ile şenlendirilecek olan dâr-ı saadet (S:109; Ş:187); 2.Kâinatın en büyük neticesi olan haşir ve kıyametin tahakkuku ve dâr-ı saadetin açılması (Ş:94); 3.Rubûbiyetin ve ulûhiyetin en büyük medârı ve mazharı olan dâr-ı saadet (S:106, Ş:184); 4.Şu seyl-i kâinatın bir havz-ı ekberi ve bu kâinat tezgâhının işlediği mahsulâtın bir meşher-i âzamı ve şu mezraa-i dünyanın bir mahzen-i ebedisi olan dar-ı saadet (S:526); 5.Taşıyla ve ağacıyla, toprağıyla hayatdar olan dâr-ı saâdet (S:111); 6.Rubûbiyetin ve ulûhiyetin en büyük medarı ve mazharı olan dâr-ı saadet (Ş:184).
Darü'l- Hikmetü'l-İslâmiye: Yüzer sene envâr-ı şeriatin mazharı olmuş olan o daire (Meşihat-i İslâmiye dairesinde bulunan Dar-ül Hikmet-ül-İslâmiye) (STG:155).
Dâr-üs Selâm: 1.Sâhil-i selâmet olan Dâr-üs selâm (L:150); 2.Cenab-ı Hakk'ın ebedi ve sermedi olan Dâr-üs selâm menzili (MN: 40).
Dâvâ: 1.Eşhedü Enne Muhammeder Resûlullah olan dava (Ş:508); 2.Bütün dünya siyasetini, dinin bir hakikatine feda ettiğim olan bu dâvâ (M.Müd.: 451).
Deccal: İspirtizma ve manyetizmanın hâdisatı nevinden müdhiş harikalara mazhar olan deccal (M: 43); Alâmet-i Kıyametten olan Deccal hakkında Hadîs-i Şerifte Birinci günü bir sene, ikinci günü bir ay, üçüncü günü bir hafta, dördüncü günü eyyam-ı saire gibidir. (S: 359).
Deccalın fikr-i küfrisi: Deccalın inkâr-ı ulûhiyet olan fikr-i küfrisi (Ş:463).
Def-i mefâsid: Bu tahribat ve sefahat ve cazibedar hevesat zamanında bu takvâ olan def'-i mefâsid ve terk-i kebâir (KL:159).
Defter-i a'mâl: İnsanın haşirde muhakemesi için neşir olacak olan defter-i a'mâli (Ş:207).
Dehâ: Felsefe-i sakime-i Avrupaiyeden yek-çeşm olan dehâsı (MN:142).
Delikanlılar: İnsanların hayat-ı içtimaiyesinin en kuvvetli medarı olan gençler, delikanlılar S: 102, (Ş:180).
Delil (Nefsi delil): En zâhir ve en yakın olan nefsi delil (İ.İ.:94).
Demir madeni: 1.Bütün sanayiin maderi olan demir madeni (STİ: 48); 2.Bütün sanatların medarı olan demir (İ.İ.:207).
Deniz: Yağmurun bir annesi olan bu deniz (Barla gölü) (EL:554).
Denizler: Hayatdarâne mütemâdiyen çalkanan ve dağılmak ve dökülmek ve istilâ etmek fıtratında olan denizler (Ş:109).
Derâri yıldızlar: Sema çiçekleri hükmünde olan "derâri" yıldızlar (İ.İ.:197).
Derecat-ı kurbiye: Hakiki câh olan meratib-i mâneviye(...) ve derecat-ı kurbiye(...) ve zâd-ı âhiret (M: 33).
Dergâh-ı İlâhiye iltica etmek: Mânâ-yı ubudiyetin esası olan kusurunu bilmek, fakr ve aczini anlamak, tezellül ile dergâh-ı İlâhiye iltica etmek (M.Müd.:348).
Deve: Hayvanatın mühimlerinden olan koca manda ve öküz ve deve gibi büyük mahlukat (LN: 36) (bk: Mübarek hayvanlar).
Devir: Muhal ve bâtıl olan devir ve teselsül (Ş:138).
Devlet: Şahs-ı mânevi hükmünde olan (...) devlet (Muh:150).
Devlet-i İslâmiye (Devlet-i Osmâniye): Kendini, yek-vücud olan âlem-i İslâma fedaya vazifedar ve hilâfete bayrakdar görmüş olan bu devlet-i İslâmiye (Devlet-i Osmâniye) (M: 507, STİ:31).
Devlet-i Osmâniye: Kâbe-i saâdetimiz olan ittihad-ı münevver-i İslâmın (...) Medine-i medeniyet-i münevveresi, tam hürriyet-i şer'iyeyi tatbik eden Devlet-i Osmâniye (Mün.: 72).
Devletin teşekkülü: Bir devletin nümüvv-ü tabiisi hükmünde olan teşekkülü (...) mütemehhildir. (M:150).
Dıhye: Hüsn ü cemâl sahibi olan Dıhye (R.A.) (M:167).
Dikenli otlar: Kudret-i Fâtıranın büyük mucizelerinden olan dikenli otları (S:240).
Din (Müslümanlık): Bütün sâliklerine nazaran, dünyanın kıvamı olan bir din (Gaston Care) (NİK: 222).
Din: Umûmun mal-ı mukaddesi olan din (STİ: 39).
Din-i hak: 1.Kâinatta yüksek ve mukaddes (...) bir hakikat-i kudsiye olan din-i hak(...) ve iman-ı tahkiki (T:224); 2.Kâinatta en yüksek ve mukaddes (...) bir hakikat-i kudsiye olan din-i hak(...) ve iman-ı tahkiki (M.Müd.: 48).
Dinin cahil dostları: Ehl-i ifrat olan iyilik bilerek fenalık eden dinin cahil dostları (Muh.:77).
Dinsiz düşman: İnsanın âmâlini dağıtan, (...) Allah'ın vazifesine müdahale etmek olan dinsiz düşman (Mün.: 96).
Dinsizlerin kitapları: Vatana ve millete ve ahlaka çok zararlı olan dinsizlerin kitapları (M.Müd.:208).
Dinsizlik: 1.Çok müstebidâne olan dinsizlik cereyanları (KL:76); 2. Muharrib-i medeniyet olan ve anarşiliğe yol açan dinsizlik (DHÖ: 63); 3.Şimdi bu zamanda en büyük tehlike olan (...) dinsizlik (EL:429).
Diriltmek: Zihayat âleminde en haşmetli ve en dehşetli olan diriltmek ve hayat vermek ve ölümle terhis etmekteki Hâlik'a mahsus olan icraât-ı İlâhiye (Ş:258).
Diyânet: Ehl-i hak ve ehl-i vifak olan ashâb-ı diyânet (L:138).
Doğruluk: Hayat-ı içtimaiyemizin esası olan (...) doğruluk.. (HŞ:45).
Dokuz yüz doksan sekiz: 1. Risâlet-ün-Nur adedi olan dokuz yüz doksan sekiz (cifirle) (STG:84); 2.Risâlet-ün-Nur adedi olan dokuz yüz doksan sekiz (STG:74).
Dokuz yüz kırk sekiz: Risâlet-ün-Nurun makamı olan dokuz yüz kırk sekiz (cifirle) (STG:95).
Dördüncü Şuâ: 1.Âyet-i hasbiyeye dair olan Dördüncü Şuâ (Ş:166); 2.Dördüncü Şuâ olan Âyet-i Hasbiye Risâlesi (Ş:626).
Dua: 1.İbadet olan dua (NİK:53); 2.Bir nevi ubudiyet olan (...) dualar (NİK:54); 3.İnsanın hikmet-i hilkati ve sebeb-i kıymeti olan samimi dua ve niyaz (L:199); 4.Nev-i insanın en büyük ve en ehemmiyetli, en lâyık ve umûmi olan beka duâsı (S:112); 5.Muhammed-i Arabi Aleyhissalâtü Vesselâm'ın muazzam olan duâsı, bir sebeb-i hilkat-i âlemdir (M: 320).
Duhan: Haşir ve kıyametin bir alâmeti olan duhan (STG:115).
Dutlar: Kudretin şekerlemeleri olan dutlar (S:708).
Duygular: Kemâlâta meftun ve güzelliklere mübtela ve kıymetdar şeylere âşık olan bütün latîfelerim ve duygularım (Ş:13).
Dünya: 1.Âlem-i kesif olan dünya (S:561); 2.Bu dâr-ı imtihan olan dünya (S: 44, M: 243); 3.Karanlıklı ve fâni ve süfli olan âlem-i dünya (L:311); 4.Meşher ve meydan-ı imtihan ve tarla hükmünde olan dünya (S: 65); 5.Çok sevimli ve daimi zannedilen ve gafillerin mâşukası olan dünya (L:218); 6.Lehviyat-ı nevmiye mesabesinde olan dünya hayatı (MN:199); 7.Esassız, fâni olan dünya (L:216); 8.Fâni olan şu dünya (MN:37); 9.Muvakkat bir misafirhânesi olan bu dünyanın bir menzili olan şu zeminin yüzü (L:236); 10.Muvakkat fâni şişeler hükmünde olan dünya (L:189); 11.Çirkin, ölü, câmid ve çoğu kışır olan dünya (S:529); 12.Kudret-i İlâhiyenin bir saat-ı kübrâsı olan (...) dünya (S:459); 13.Cenâb-ı Hakk'ın bir saat-ı kübrâsı olan şu âlem-i dünya (S:43); 14.Semavat ve arzın Hâlik-ı Zülcelâlinin bir saat-ı ekberi olan bu dünya (Ş:214); 15.Dünyanın pek güzel ve âyine-i esmâ-i İlâhiye ve mezraa-i âhiret olan iki diğer yüzü (M: 11); 16.Esmâ-i Hüsnânın âyineleri ve mektûbât-ı Samedâniye ve âhiretin mezraası olan koca dünya (S:361); 17.Gayet keremkârâne bir ziyafetgâh ve gayet sanatkârâne bir teşhirgâh ve gayet haşmetkârâne bir ordugâh ve talimgâh ve gayet hayretkârâne ve şevk-engizâne bir seyrangâh ve temaşagâh ve gayet mânidarâne ve hikmet-perverâne bir mütalaagâh olan bu güzel misafirhâne (Dünya) (Ş:102); 18.Hâne-i insan olan dünya (S:220); 19.İnsan-ı ekber olan dünya (S:357); 20.Evim olan dünya (KL:190); 21.Zikirhâne olan dünya (NİK: 92);
Dünyanın muhabbeti: Dünyanın; her hatânın başı olan mezmum muhabbeti (S:691); Şeref-i dünyeviye: Riyakâr bir şöhret-i kâzibeden ibaret olan şan ü şeref-i dünyeviye (M: 43).
Dünyaperest ve ashâb-ı dünya: Dinin ve İslâmiyetin ve Kur'ân'ın ve ehl-i hak ve hakikatin cebbar düşmanları olan dünyaperest ve dünyanın menfaatı için mukaddesatı çiğneyen (...) ashâb-ı dünya (KL:255, STG:55).
Dünyaperestlerin dünyası: Âhirete zıd ve bütün hatiâtin menşei ve beliyyâtın membaı olan dünyaperestlerin dünyası (S:361).
Düşman bayrağı altı: Şerr-i mahz olan düşman bayrağı altı (STİ: 44).
Düşman-ı gaddar: Acz ve nefsin itimadsızlığından neşet eden tefviz ve işi birbirine bırakmak olan düşman-ı gaddar (Mün.: 96).
Düzgünlük: Derin, ihatalı, şaşırmaz bir ilmin eseri olan mizani düzgünlük ve tam intizam (Ş:521).
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar