Gündem İçi / Gündem Dışı

DAR ZAMANIN KISA ÖYKÜLERİ

 Salih Naami, İbrani basını yakından takip eden Arap yazarlardan birisi. İsrail basınının akislerini iyi yansıtıyor. 'Zamanın sonuna dair rüyalar karşısında İsrail' başlıklı Sebil (Ürdün) gazetesinde yayınlanan makalesinde, İsrail'in ontolojik kaygılarına ışık tutuyor. İsrail'i, varlık ve gelecek kaygısı sarmış durumda. İsrail'e göçlerden evvel Avrupa'da yüzyıllardan beri devam eden moda bir söylem vardı: 'Gelecek yıl Orişelim'de buluşuruz' (Next Year in Jerusalem )! Şimdi geri göç moda. İlk kuşaklar son kuşaklara 'arkana bakmadan İsrail'den kaç' tavsiyesinde bulunuyorlar. İsrail'de gelecek görülmüyor. Çoklarının geleceğini karartsa bile kendisinin de vizyonu ve geleceği kararmış durumda. Siyasetçilerin teminatlarına rağmen İsrail'i kuşatan dar zamanda ve zeminde yalpalıyorlar. Bunu ta can evlerinden hissediyorlar.

Yaron London adlı Yahudi yazar, 'İsrail'in gelecekte var olma şansını yüzde 50 olarak gördüğünü' söylüyor. Birçok Yahudi'nin bu kanaati kendisiyle birlikte paylaştığını ifade ediyor. Gazze ile ilgili son savaşın İsrail'in Gazze'ye bakışından kaynaklandığını ve bu savaşın birçok İsraillinin istikballe ilgili güvenini sarstığını, kararttığını ifade etmektedir. Yossi Beilin ile birlikte Yossi Sarid İsrail'in güvercin kanadını temsil ediyor. Yossi Sarid, İsrail'in geleceğine dair güvenini kaybedenlerden. Her doğuş aynı zamanda yok oluşu da simgeler, bünyesinde taşır. Bu bağlamda İsrail'in kuruluş yıldönümü geldiğinde Yahudileri derin düşünceye sevk eden husus İsrail'in beka sorunudur. Yahudi şair Yaakov Gilad'in yeni nesillere tavsiyesi şu: 'Arkana bakmadan kendine yeni bir yurt ara.'

İsrail yıllar yılı Filistinliler için alternatif bir ülke ve vatan aradı. İsrail'in Ebu İyad'ın 'Vatansız Filistinli' kitabının başlığına verdikleri dolaylı cevap şu olmuştur: Filistinlilerin vatanı zaten var. Ürdün Nehri'nin doğu yakasıdır. Doğu Şeria'nın Filistinlilerin alternatif vatanı olduğu tezini pazarlamaya yeltenmiştir. Şaron'un tezlerinden birisi Ürdün'ün Filistinlilerin alternatif vatanı olduğudur. Devran değişmiş ve şimdi İsrail'de yaşan Yahudiler kendilerine alternatif bir vatan arıyorlar. Güvenli liman. 

Bölgeyi karıştırmaları sonunda bumerang gibi kendilerini de vurmuştur. Haaretz gazetesinde yazan Rogel Alpher, İsrail için en büyük felaketi, gelecekte azınlık durumundaki Yahudilerin yönettiği demokrasi dışı bir devlet olarak görüyor. Bu devletin öteki bir ulusa katı bir baskı uygulamasıyla ırkçılığın ve şiddetin pençesine düşerek bu sarmalda kendi kendini bitireceğini ve geleceğini kemireceğini öngörüyor. İsrail'in şiddet ve ırkçılık sarmalında boğulacağını öngörüyor.

Rogel Alpher 'Mesih'lerini bekleyen' aklı evvel İsrail siyasetçileriyle de dalgasını geçiyor. Zihinlerinin arka odalarında tasarladıkları 'beklenen Mesih onlara göre, dünyanın bütün Yahudilerini İsrail'de (Filistin) toplayacak ve Filistinliler de ırk ayrımı uygulayan bu Mesih ülkesinin uslu vatandaşları olacaklar. Yahudiler Hazret-i İsa'ya inanmadıklarından, inecek Mesih'i değil beklenen Mesih'i tahayyül ediyorlar. Rogel Alpher aksi halde bekledikleri Mesih'in uslu durmayan Filistin halkını tehcir etmek zorunda kalacağını ifade ediyor!

Rogel Alpher İsrail'i savaşların ve yolsuzlukların tükettiğini ve bu nedenle de İsrail halkının kahiri ekserisinin umutlarını yitirdiğini ve yabancı bir gücün kendilerini kendi tasallutlarından kurtarmasını beklediklerini ifade ediyor. İsrailliler hayatın bu suretle normale avdetini bekliyorlar! Mesih'ten ziyade dışarıdan gelecek ve kendilerini terbiye edecek, güvenlerini tesis edecek, güven hissi bahşedecek kurtarıcı bir güç bekliyorlar.

 İsrail ve orada yaşayan Yahudiler artık dar zamanın mahpusu olmuş bulunuyor. Dar sokakta deveran ediyorlar. Bazen bu durumu fıkraya döküyorlar. Yedioth Ahronoth yazarlarından Nahum Barnea böyle bir fıkra aktarıyor. Amerikalı yazar William Gordes New York'tan Los Angeles'e gitmektedir. Anlaşılan Emin Çölaşan veya Kemal Sunal gibi yükseklik korkusu yaşamaktadır. Bu korkuyu yenmek için bir tabibe başvuruyor. Tabip ne ile meşgul olduğunu ve ne yaptığını soruyor. Bunun üzerine William Gordes yazarlık yaptığını, İsrail ile ilgili hikâyeler kaleme aldığını söyler. Bunun üzeri tabip gayri ihtiyari bir biçimde geri çekilerek ' kısa öyküler yazıyor olmalısınız değil mi?' diye karşılık verir.

İsrail'in uzun öyküler yazacak mecali yoktur. İsrail gelecek kaygısına düşmüştür. Son Gazze saldırısıyla birlikte bu kaygılar tavan yapmıştır. Bu Hazret-i Ömer'in bir sözünü hatırlatıyor. Müslümanların zaferlerinin sırrını soran birine şunu söylüyor; 'Biz savaşa iki puan önde giriyoruz. Kendimizin zaferinden eminiz. Düşman da bizim zaferimizden emin.'

Geleceğin Filistin'in lehine olduğuna sadece yıkıklar arasındaki Filistinliler değil aynı zamanda en azından İsraillilerin yarısı da inanıyor, ikrar ediyor. Ne olursa olsun İsrail uful çizgisinde.

 

 

0 Yorumlar

Yorum yapın

Yorum yapmak için giriş yapın.