

Kalp, maddî ve manevî olmak üzere iki manada kullanılır. Maddî kalp, çam kozalağı şeklinde olup, bütün damarlara kan pompalayan ve insan hayatını devam ettiren bir organdır. Manevi kalp ise şuur, vicdan, idrak ve muhabbet gibi duyguların merkezidir. Kalbin gönül, sadr ve fuâd isimleri de vardır. Manevi kalp, imanın mahalli, marifet ve muhabbetin tecelli yeridir. Kalp ancak iman, marifet, muhabbet, zikir ve tespihle tatmin olur. Bir ayette mealen şöyle buyrulur: "İyi biliniz ki, kalpler ancak Allah'ı zikretmekle (anmakla) huzur bulur." (Rad Suresi 13/28)
Elemli, kederli, ıstıraplı ve meşakkatli olan bu fani dünya, insanın ebede uzanan arzularını asla tatmin etmez. "Ancak o ruhun arzularını ve meyillerini tatmin ve temin edecek, âlem-i âhirettir." (Bediüzzaman)
Dünyada hakiki saadet ve gerçek bir rahat yoktur. Dünyadaki zevkler fanidir, ruha, kalbe, akla ve vicdana ait marifetler, duygular ve feyizler zevklidir ve ebedidir. Allah'ı tanıyan, O'nu seven, zikir ve tespihle tatmin olan bir kalbin değeri pek âlidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyururlar: "Vücutta bir et parçası vardır ki, o sağlam olursa bütün vücut sağlam olur; o bozuk olduğu zaman bütün vücut harap olur. Dikkat edin, işte o kalptir."
Kalp yalnız ve yalnız Yüce Allah'ın muhabbeti ile dolmalı, diğer bütün meşru sevgiler de O'nun namına olmalıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) sürekli olarak şu duayı yaparlardı: "Allah'ım! Senden seni sevmeyi, seni sevenleri sevmeyi, senin rızana ve muhabbetine kavuşturan amel-i salihi işlemeyi niyaz ederim."
İnsan kalbine yerleştirilen muhabbet, fani ve geçici olan dünyayı değil, Yüce Allah'ı sevmek için verilmiştir. "İnsan, kâinatın en câmi' bir meyvesi olduğu için, kâinatı istila edecek bir muhabbet o meyvenin çekirdeği olan kalbine dercedilmiştir. İşte şöyle nihayetsiz bir muhabbete lâyık olacak, nihayetsiz bir kemal sahibi olabilir." (Bediüzzaman)
İmam Nesefi'nin ifadesiyle; "kalbin yeri marifet; asumanı iman, güneşi şevk, kameri muhabbet, toprağı ihsan, bulutu fazilet, meyvesi hikmet ve temizliği tövbedir. Kalbin bir kapısı ilim, bir kapısı hilim, diğer bir kapısı da gayrettir. Onun bir rüknü ünsiyet, bir rüknü tevekkül, bir rüknü de sıdktır. Onun kilidi ve anahtarı fikir ve tefekkürdür."
Semayı yıldızlarla, yeryüzünü çeşitli çiçeklerle bezeten Allah, müminin kalbini de iman, marifet, ilim, zikir ve tespihle süslemiştir.
Kalp
Odur esmanın aynası
Zikir ve tespih cilası
Hakk'a muhabbet sevdası
İmanın merkezidir kalp
Vücutta bir melik gibi
Allah'tır onun sahibi
Nazargâhtır mümin kalbi
Marifete âşıktır kalp
Onunla bilinir Allah
Çünkü odur tecelligâh
Her nimetten büyük vallah
"Ayine-i samettir" kalp
Ona nazar eder Rabbin
Zikir ile olur tatmin
Farzet ki dünya senin
Yine memnun değildir kalp
Her güzelliğin mahalli
Esma orada tecelli
Sonsuz âlemle teselli
Ancak ona razıdır kalp
Her zaman der ebet ebet
Ebede âşıktır elbet
Yeri âlem-i ahiret
Sonsuzlukla tatmindir kalp
Şayet kalbin sağlam ise
Cümle aza alır hisse
Dünya Yüksel'e verilse
Yine mutlu değildir kalp
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar