Bu iki şeyi hüküm verirken birbirine karıştırmamak lazım. Zira namaz kılma ayrı şeydir, menhî bir enstüramanı çalmak ayrı şeydir. Kişi, şayet namazı, bütün şartlarına uygun olarak eda ediyorsa, ona ait bütün sorumluluklardan kurtulur. Çünkü mükellefiyetini yerine getirmiş demektir. Diğer ameline gelince, onunla ilgili olarak da tereddüb eden günahı kazanır ve öte de Rabbisinin huzurunda muaheze olur. Fakat burada bir hususu hatırlatmak isterim. Müslümanlık bir bütündür. Nasıl kubbe dört duvar üzerine konur; aynen öyle de erkân-ı islamiye bütünüyle yaşandığı takdirde, insan kubbe gibi bir fazl ve ihsana mazhar olabilir. Duvarlardan biri veya ikisi yıkılır olduğunda, onun üzerine kubbe konulamıyacağı âşikardır. Öte yandan bizim İslama ait bazı emir ve yasakları yaşamaktaki kusurumuz, kimbilir Cenab-ı Hakk'ın lütûf ve ihsanlarının üzerimize yağmasına mani oluyordur. Perde-i gaybın açılması ile ancak müşahede edilebilecek olan bu hususa da dikkatlerinizi bu bir cümleyle çekmiş olayım.