Fetvalar

ÖLÜLERİ YAKMA

Geçenlerde ölen birisi cesedinin yakılmasını vasiyet etmiş. O bu düşüncesiyle Hz. Adem'den bu yana bütün insanlığın fasl-ı müştereki sayılabilecek olan ölülerin toprağa gömülmesi meselesine karşı çıkmış oluyor. Halbuki Kur'an-ı Kerim de müşahede ettiğimiz gibi, kardeşini öldüren Kâbil, bir karganın delaletiyle onu gömüyor ve bu süreç başlıyor. Dinler arenası olan Hindistan'da bazı sözde dinlerde cesetlerin yakılması olsa bile, semavi bütün dinlerde ölü gömme bir fasl-ı müşterektir. Hatta İslam hariç diğer dinler çok hükümlerinde tahrifin ağına düşmüş bile olsalar, ölüleri gömme hiç tahrife uğramadan bugüne kadar gelmiştir. Gerçi bir hadis-i şerifte Allah Rasulünün beyan buyurduğu cesedini yakma tavsiyesi yapan bir zat vardır. Oğullarına cesedimi yakın ve külümü savurun der, onlar da yakar ve savururlar. İşin sonrasını Allah Rasulü anlatıyor. Allah zerratını biraraya getirir ve neden diye sorar. O zât "günahlarımla huzuruna çıkmak endişe ve korkusundan" der. Görüldüğü gibi burada mülahaza farklıdır. Keşke bu mülahaza bizim de ruhlarımızı sarsa, böyle endişeler bizim de bütün davranışlarımızın mihrakı olsa! Fakat bu ve buna benzer mülahazalar olmadıktan sonra, telakki bi'l kabule mazhar olmuş ve insanlık tarihi boyunca uygulana gelen bir gerçeğe karşı çıkmanın hiçbir manası yok.

0 Yorumlar

Yorum yapın

Yorum yapmak için giriş yapın.