

Sen gelmeden evvel her yer karanlık
Küfre, dalalete girmiş insanlık
Güneş gibi her tarafı aydınlık
Eyledi nurun canım peygamberim
Yer çatlak, esen rüzgârlar zehirli
Gözler hasetle dolu, nas kibirli
Kalpleri sönmüş, ruhları çok kirli
Kömürü, elmas ettin peygamberim
Hep vahşet, kan akardı oluk oluk
Tüm dünya nefesinle aldı soluk
Yaratılan en üstün hem ilk mahlûk
Senin âli nurundur peygamberim
Fahr-i âlem! Sen olmasaydın eğer
Ne melek ne insan olurmuş meğer
Yüce Hakk'ın sana verdiği değer
Kitaplarla anlatılmaz peygamberim
İnsanlar hem cahil, hem de çok vahşi
Cehalet devrinin yoktur bir eşi
Sensin sema-i esrarın güneşi
Nurun her yere gitti peygamberim
Müjdeledi seni, Kâhin ve Rahip
Himaye etti seni, Ebutalip
Küfre, şirke, zulme geldin hep galip
Adaleti tesis ettin peygamberim
Her zaman giderdin Gar-ı Hira'ya
Hep düşünür, sığınırdın Mevla'ya
Hazırdın artık en ulvi davaya
Yaşın kırk idi aziz peygamberim
Kâinatı okudun satır satır
Buyurdun, 'Rabbim hayretimi artır'
Hakk'ın yanındaki o yüce hatır
Âlemi halk ettirdi peygamberim
Ümmi idin, Hak idi senin hocan
Gelmeden âlemi sardı heyecan
Yolunda feda edildi; evlat, can
Kalplerin mahbubusun peygamberim
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar