

Seni seven âşıkların,
Gözü yaşı dinmez imiş.
Seni maksud edinenler,
Dünya ahret anmaz imiş.
Gönlün sana verenlerin,
Eli sana erenlerin,
Gözü seni görenlerin,
Devranları dönmez imiş.
Ölmez imiş âşık canı,
Hiç çürümez imiş teni,
Aşk her kimi kıldı fâni,
Ânâ zevâl ermez imiş.
Aşkına düşen canların,
Yoluna ateş verenlerin,
Aşka bülbül olanların,
Kimse dilin bilmez imiş.
Aşkın ile bilişenler,
Senin ile buluşanlar,
Sen maşuka erişenler,
Ezel ebed olmaz imiş.
Eşrefoğlu Rumi senin,
Yansın aşk oduna canın,
Aşk oduna yanmayanın,
Kalbi sâfi olmaz imiş.
Eşrefoğlu Rumi
Kaynak:
M. SUNULLAH ARISOY, TÜRK HALK ŞİİRİ ANTOLOJİSİ
BİLGİ YAYINEVİ
Not:
Asıl adı Abdullah olan "Eşrefoğlu" ya da "Eşrefoğlu Rumi" olarak da
bilinen bu gizemci halk ozanı, "Kadiri Tarikatı"nın "Eşrefiye" kolunun
kurucusudur.
Mısır'dan göç edip İznik'e yerleşen bir ailenin çocuğudur. Yüksek öğrenim görmüştür. 1469 yılında İznik'te ölmüş, kendi tekkesine gömülmüştür. Eşrefoğlu Rumi, Emir Sultan'ın hizmetinde bulunmuş, daha sonra Ankara'ya giderek Hacı Bayram Veli'nin dervişi, sonra da damadı olmuştur.
Eşrefoğlu Rumi de Yunus Emre'nin yolundan, izinden giden ozanlardandır.
Yunus Emre etkisi görülür. Eşrefoğlu Rumi'nin şiirleri "Eşrefoğlu Divanı" adlı yapıtta toplanmıştır. Bu divanı ilkin ozan Asaf Halet Çelebi, geniş bir inceleme yazısıyla hazırlamıştır (1944). Daha sonra 1972 yılında da yayımlanmıştır.
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar