Nurun Mütevazi Çehreleri

TAKDİM

Takdim

Yeni bir çalışma ile karşınızdayız. Değerli şair, yazar İbrahim Köse Bey, İman ve Kur’an hizmeti yolunda karşılaşılan değerli hatıraları bir araya getirmiş. Yayınlanmak üzere sitemize tevdi ettiler. Kendilerine teşekkürü borç biliyoruz. Hatıralar "Nurun Mütevazi Çehreleri" ve "İman Hizmetinde Acı Tatlı Anılar" başlıkları altında iki bölüm şeklinde yayınlanacak inşallah. Saygılarımızla. Cevaplar.org

Not: İbrahim Köse Bey, inşallah kitap olarak da düşündüğü bu çalışmayı bize verirken, ziyaretçilerimizin görüş ve değerlendirmelerini beklediklerini ve hatıralardaki ifadelerin siteyi bağlayamayacağını belirtmişlerdir.  

BAŞLARKEN

Bir gün Muzaffer Aslan Ağabey’e dedim ki: Ağabey, Üstattan sonra hizmetle ilgili müşkül meselelerde hangi abiye giderdiniz. Şöyle bir içini çeken ağabey, uzaklara bakan gözlerle biraz sustuktan sonra dedi ki:

-Biz, Üstat’tan sonra Zübeyir Abiyi biliriz. Taşradan gelen ona gelirdi, Anadolu’ya gideni o gönderirdi.

Zübeyir Ağabey’i bir gün Üstat imtihan için kovar. Sabah namazından önce kapıyı açan Üstad, eşiğin üzerinde bir baş ile karşılaşır. Bu, Zübeyir Ağabey’in başından başkası değildir. “Hani seni kovmuştum”, diyen Üstad’a, şu cevabı verir Zübeyir Ağabey: “Bu baş bu eşikte çiğnenir de, bir yere gitmez.”

İşte Zübeyir Ağabey, bu davaya böyle baş koymuştu. Zübeyir Ağabey, Konya- Ermenek’liydi. Asıl adı da “Ziver” idi. Zübeyir ismini ona Üstad vermişti. Bir gün Zübeyir Ağabey’in şahsına, onun hoşuna gitmeyen bir sevgi gösterilmiş olacak ki kulaklara küpe olan şu tarihi cevabı vermişti: “Kardeşim, Üstadım Bediüzzaman Said Nursi olmasaydı, kim bilirdi Ermenekli Ziver’i!

Bediüzzaman Said Nursi olmasaydı, burada anlatılan ağabeyleri de kimse bilmezdi. Şüphesiz ki bu zatları hizmette abi yapan Üstad’dı, Risale-i Nur’du. Burada anlatılan hiçbir meziyet yoktur ki, Üstada, Risale-i Nur’a ait olmasın. Eğer bu ağabeylerin bir meziyetleri varsa o da hakikatlere ayna olmalarıdır.

Bu eserden maksat, insanların nefislerini ve enaniyetlerini ön plana çıkarmak değildir. Güzel davranışları, iyi huyları ve müspet hizmet şeklini ortaya koymaktır.

“Nefis cümleden süfli, hizmet cümleden ala.” İbrahim Köse

1 Yorumlar

  • Güzel:-)

    Bu yorum faydalı mı?

Yorum yapın

Yorum yapmak için giriş yapın.