Güncel Sorular

TASAVVUF ŞİRK MİDİR?

Soru: Kendilerinin selefi olduğunu iddia eden bir takım kişiler, tasavvuf ehli için şirk suçlaması yapmaktadırlar.Bir yandan da ayeti kerimeler ile ispat etmeye çalışmaktadırlar.Mesela bir şeyhe bağlanmanın şirk olmasını Zümer suresi 2 ve 3. ayetler ile karşılaştırmakta, orada ifade edildiği gibi insanların Allah'a daha yaklaşmak için aracılar tutmasının şirk olduğunu söylemekteler.Ve tarikat mensuplarına ehli bidat demekteler.Acaba gösterdikleri ayeti kerimede anlatılmak istenen gerçekten bu mudur? Cevap: Soruda bahsini ettiğiniz mesele tasavvufta "vesile" konusu altında incelenmiştir. Öteden beri de bazı kimseler, Kur'an'daki bazı ayetleri de yorumlayarak bunu şirk olarak telakki etmişlerdir. Bu elbette çok yanlış bir tutumdur. Şimdi bir ayet ışığında meseleyi açıklamaya çalışalım: “Ey müminler! Allah’tan korkun ve O’na (yaklaşmaya, sevilmeye) vesile arayın; O’nun yolunda cihad ediniz ki kurtuluşa eresiniz.” (Maide, 5/35) Kulu Allah’a yaklaştıracak vesilelerin başında iman, Kur’an, ihlas ve salih ameller gelir. Salih amellerin başında farzlar yer alır. Allah için sevmek, Allah’ın dostlarını sevmek ve onların meclisine girmek, dualarına ortak olmak, ilahi rahmeti çekmek için en büyük sebeplerden birisidir. Müfessir İsmail Hakkı Bursevi (Rh.A.), gerçek alimleri ve kâmil mürşidleri insanı Allah’a yaklaştıran vesileler içinde saymıştır. Büyük alimlerimizden İmam Savî (Rh.A.), vesile hakkında şu açıklamayı yapıyor: “Kişiyi Allah’a yaklaştıran her şey, ayette bahsi geçen vesileye dahildir. Nebileri ve velileri sevmek, Allah dostlarını ziyaret etmek, Allah yolunda infakta bulunmak, bol bol dua etmek, akraba hukukunu gözetmek, Allah’ı çokça zikretmek ve benzeri şeyler bunlardandır. Buna göre ayetin manası: sizi Allah’a yaklaştıran her şeye yapışınız, O’ndan uzaklaştıran her şeyi de terkediniz demek olur. Durum böyle olunca müslümanların, Allah dostlarını ziyaret etmelerini yanlış görüp bunun Allah’tan başkasına bir ibadet olduğunu zannederek onları küfür ve şirk ile suçlamak, çok yanlıştır. Gerçek onların dediği gibi değildir. Allah dostlarını ziyaret ve onlara muhabbet beslemek, Rasulullah (A.S.) Efendimizin: ‘Allah için sevmeyenin imanı yoktur’ buyurduğu Allah muhabbetine ve Allahu Tealâ’nın ‘O’na vesile arayın buyurduğu vesileye girmektir’ Meşhur Müfessir Elmalılı Hamdi Yazır da, bu ayetin tefsirinde, insanın sırf imanla yetinmeyip, Allahu Tealâ’ya yaklaştıran sebeplere ciddi olarak sarılması gerektiğini belirtmiştir. (Hak Dini, III/233-234) Son olarak şunu söyleyelim: Allah'ın sevgili kullarını vesile edenler, onların Allah’ın kulu olduğunu biliyorlar. Onları Allah’a ortak ve yardımcı görmüyorlar. Onlarda Allah’a ait yetkilerin olduğunu söylemiyorlar. Sadece, onlardaki ihlas, takva ve salih amellere itibar ediyorlar. Onların bu takva ile ilahi huzurda kabul gördüklerini, naz ve niyaz makamında bulunduklarını, dualarının kabul edildiğini, Allahu Tealâ’nın onlardan razı olduğunu düşünüyorlar. Meseleye bu şekilde bakıldığı zaman zannederim problem de ortadan kalkmış olacaktır.

0 Yorumlar

Yorum yapın

Yorum yapmak için giriş yapın.