Hak Dostlarından İbretlik Hatıralar

NEREDEN NEREYE

1930'lardayız. İstanbul müftüsü Mehmed Fehmi Ülgener(1862-1943) hocadır. Muavini de merhum Ömer Nasuhi Bilmen. Müftü Efendi bir gün evine bitkin ve ölgün bir halde gelir. Sedirin üzerine yığılır kalır. Hanımı ısrarla onu üzen şeyi sorarsa da, Hocaefendi kederini gizlemeye çalışır. Ama sonunda hanımının ısrarları galebe çalar.

Fehmi Efendi der ki; "Hanım, ben bitmeyeyim de kim bitsin? Biliyor musun Süleymaniye camiine bugün kimi imam tayin ettim?

-Kimi tayin ettin?

-Mahalle bekçisini..Evet yanlış duymuyorsun, mahalle bekçisini..

Hanımı durumu anlayamaz. Der ki;

-Efendi, tayin eden de sensin, üzülen de sensin. Bu nasıl iş? Eğer üzülünücek birisiyse neden tayin ettin? Değilse, neye üzülüyorsun?

Fehmi Efendi der ki;

-Hanım ne yapayım? Koskoca camii uzun zamandır imamsız.. Bomboş bekliyor. Bu bekçi ise gidip gelerek bana burada imam olmayı arzu ettiğini ifade ediyor. Ben de baktım, 'bir iki sureyi çat pat okuyan bir bekçinin imamlığıyla olsun, cami açık bulunsun' diyerek tayini yaptım. Ama hala hazmedemedim, bir türlü vicdanen rahat edemedim. Süleymaniye Camiine bir mahalle bekçisini imam tayin etmek bana çok ağır geliyor, izah edemiyorum der ve gözyaşlarına boğulup hüngür hüngür ağlamaya başlar. 

Kaynak

Ahmed Şahin,

Olaylar Konuşuyor,

Cihan Yayınları

İst. 1993

 

0 Yorumlar

Yorum yapın

Yorum yapmak için giriş yapın.