Ders Notları

RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-86

Ders: 26. Söz, 3. Mebhas

İzah: Prof. Dr. Alaaddin Başar

İzah edilen kısmın başlangıcı; "Madem maddî ve görünecek eşyada bu derece kaderin tecelliyatı var. Elbette eşyanın mürur-u zamanla giydikleri suretler ve ettikleri harekât ile hâsıl olan vaziyetler dahi, bir intizam-ı kadere tâbidir. (Sözler s: 469)

Bir çocuğun diyelim ana rahminde her azası en faydalı şekilde, en münasip bir vaziyette yerine konuluyor. Bu kader gösteriyor ki, o çocuk dünyaya gelecek, başından şu safhalar geçecek, bebek olacak, genç olacak, ihtiyar olacak, hasta olacak, vefat edecek. Onun bir tarihçe-i hayatı var ki, o da kaderin intizamı altında. Mevcut organlarının yerli yerine konulması gösteriyor ki onun ömrü de bir hikmet dairesinde. O safhalar da hikmetle tanzim edilmiş.

*Evet, bir çekirdekte, hem bedihî olarak, irade ve evamir-i tekviniyenin ünvanı olan "Kitab-ı Mübin"den haber veren ve işaret eden; hem nazarî olarak emir ve ilm-i İlahînin bir ünvanı olan "İmam-ı Mübin"den haber veren ve remzeden iki kader tecellisi var(Sözler (s: 469 )Birisi, o ağacın çekirdeğinde ağacın geçireceği safhalar genetik olarak yazılı. Bu, Kitab-ı Mübin'den haber veriyor. Bir de o ağacın başına gelecek hadiseler(yanma, kesilme, kuruma vs.) İmam-ı Mübin'den haber veriyor.

*Madem ağaç çekirdeğinde, tavuk yumurtada, insan nutfede yazılmışsa bu kâinat da yaratılmadan evvel yazılmış. Nerede yazılmış? Levh-i Mahfuz'da. Zaten İmam-ı Mübin, Kitab-ı Mübin için Üstad "levh-i mahfuzun defterleri" diyor. Bunlar levh-i mahfuzun alt şubeleri gibi. Zaman-ı hazırda olan eşya, çekirdekteki planlar Kitab-ı Mübin oluyor. Bütün tarihçe-i hayat da İmam-ı Mübin oluyor. Ama ikisi birden levh-i mahfuzda yazılı.

*Levh-i mahfuzda her şey nasıl yazılı? Yazma deyince biz hemen kağıt, kalem, mürekkep anlıyoruz. Öyle değil yani. Bunun en güzel misali -Üstadın dediği gibi- hafıza. Gezdiğimizi yerlerin manzaralarından tut, konuştuğumuz insanlara kadar her şey hafızamızda yazılı mı? Yazılı. Nasıl yazılı? Bu nasıl yazılı ise bunun daha büyüğü levh-i mahfuz yani. Oradaki yazı da bu manada bir yazı yani. Çekirdekte genetik yazılım da bizim bildiğimiz şekilde yazı değil. Cenab-ı Hakkın çok farklı yazıları var yani.

* Madem bilmüşahede görüyoruz ki, herbir zîhayatın neşv ü nema zamanında, zerreleri eğri büğrü hudutlara gider, durur. Zerreler yolunu değiştirir. O hudutların nihayetlerinde birer hikmet, birer faide, birer maslahatı semere verirler. Bilbedahe o şeyin mikdar-ı surîsi, bir kader kalemiyle tersim edilmiştir (Sözler (s: 470) Mesela parmağımız gelmiş, belli bir noktada durmuş. Daha uzasa ondan istenen maslahatı semere vermez. Dişlerimiz, kulaklarımız vs. hakeza öyle. Bu bir planı, takdiri gösteriyor ki, kader diyoruz. Bu hüküm ruhta da cari. Mesela aklımız belli bir noktaya kadar gidiyor, orada duruyor.

* Kudret masdardır, kader mistardır. (Sözler (s: 470 ) Masdar sudur yeri, bir şeyin çıktığı yere denilir. Misdar da cetvele deniliyor. Mesela düz bir cetvel düşünelim. Onu bir kâğıda koyup kalemi üzerinde gezdirdik mi düz bir çizgi çıkıyor. Neden? Cetvel düz de ondan. Cetvelde bir de elips şekli olduğunu düşünelim. Cetveli onda gezdirdik mi, elips şekli çıkıyor. Bu bir teşbih. Varlıklarda şekil ve suretler de bir manevi cetvelin vesilesi ile nizam ve intizam içerisinde çıkmaları gösteriyor ki, onlarda da manevi bir cetvel işliyor ki, kader o olmuş oluyor yani. 

*Kader ve kaza meselesinin küçük bir numunesi biz de var. Mesela zihnimizde bir cümle kuruyoruz. Bu kader oluyor. Bunu yazıya dökersek bu sefer kaza olmuş oluyor. Kaza o kaderin icra edilmesi demek. 

 

 

 

0 Yorumlar

Yorum yapın

Yorum yapmak için giriş yapın.